A
admin
Guest
Herkes birinci iş tecrübesinde bağımsız olabilmek için para kazanmak ve bununla birlikte temel iş maharetleri edinmeyi ister. Fransa’nın La Havre kentinde yaşayan Mathilde S., McDonald’s’daki birinci işinin nasıl bir kabusa dönüştüğünü DW’ye anlattı.
Farklı ülkeler, misal hikayeler
McDonald’s’da çalıştığı devirde cinsel tacize uğradığını anlatan 23 yaşındaki Mathilde, bu hususun aktivistlerinden. Son senelerda Brezilya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) cinsel taciz, ırkçılık ve zorbalığa maruz kalan üç öteki çalışanla birlikte Avrupa Parlamantosu’nda konuşmaya davet edildi. Fast-food zincirinin dünya çapında binlerce çalışanı benzeri kıssalar anlatıyor. Bu şekil taciz olayları, Avrupa Birliği (AB) maddelerinin toplumsal olarak daha adil olması için çalışan geniş bir teşebbüsünün odağında.
Mathilde S. Avrupa Parlamentosu’ndaFotoğraf: Christina Strunck/DW
Yönetimin cinsel tacizi
İlk işine 2018 yılında başlayan Mathilde, başlangıçta her şeyin hoş gittiğini fakat bir süre daha sonra ortamın değiştiğini anlatıyor. “Bir bilgi sorduğumda personel temsilcisi ‘Ancak cinsel organıma dokunursan alabilirsin’ diyordu. Ya da mutfakta çalıştığımda, ‘fazlaca hoş ve küçük kalçaların var’ formunda yorumlar alıyordum” diyor.
2016 yılında, ABD’de farklı McDonald’s şubelerinde cinsel taciz şikayetleri kaydedildi. 2019 yılında, 20 şubenin çalışanları şirketi, müstehcen yorumlara, uygunsuz teşhire ve elle tacizin devam etmesine müsaade vermekle suçladı.
Brezilya’nın Parana eyaletindeki bir McDonald’s’ın çalışanları da makus muameleye maruz kaldıklarını bildirdi. Gabriel Milbrat, yaşadığı ırkçılık tecrübesini paylaşmak için Brüksel’e gidenlerden. Çalıştığı devirde, mola verdiği esnada dinlenme odasında uzanmış vaziyette uyurken işvereninin onu cinsel olarak taciz ettiğini anlattı.
“Eşit haklar yok”
Avrupa Parlamentosu’nun Alman ve Fransız üyeleri Maria Noichl ve Manon Aubry, Parlamento’nun bu öyküleri duymasını istiyor. Halihazırda AB maddelerinin öznesi olmayan oldukçauluslu şirketleri sorumlu tutmayı ve çabucak hemen hazırlık basamağında olan detaylı inceleme yönergesine çalışanların korunmasının eklenmesini talep ediyorlar.
Fast- food zinciri bugüne kadar hakkında argüman edilen taciz ve ayrımcılık hadiselerinden ceza almadan kurtulmayı başardı. Çalışanlara göre bunun sebebi şikayet sistemlerinin güzel işlememesi ve şikayetçilerin ayrılmak ya da izole edilmek zorunda kalması. Bilhassa birinci kere çalışanlar bu bahiste sendikalardan yardım alabileceklerini bilmiyorlar, Brezilya ve ABD üzere ülkelerde ise sendikalar bulunmuyor.
Maria NoichlFotoğraf: Christina Strunck/DW
Noichl, bir cins “yüzünü çevirme kültürü” geliştiğini ve McDonald’s’ın yalnızca kâfi patates ve burger olup olmadığını garanti altına alırken, “eşit haklar” konusu ile ilgilenmediğini belirtiyor.
Avrupa Besin, Tarım ve Turizm Sendikaları Federasyonu Genel Sekreteri Kristjan Bragason ise, sorunun bayilik (Franchise) sisteminden kaynaklandığını tabir ederek, bu durumda maddelerin şirketleri sorumlu tutmasının epeyce da kolay olmadığını vurguluyor.
Avrupa Parlamentosu’nun gündeminde
Bragson ve Avrupa Parlamentosu üyeleri, kurumsal sorumluluğu ve detaylı inceleme etaplarını kolaylaştıran AB yönergesiyle bunu değiştirmeyi istiyor. Birinci yasal düzenlemede şirketlerin partnerlerini, her bileşenlerini muhakkak davranış protokolüne uyumlu hale getirmeye zorlayacak yeni kontratlar yaratmak öngörüldü. Avrupa Parlamentosu bunu önümüzdeki aylarda tartışacak.
Fotoğraf: Christina Strunck/DW
Durum düzeltilene kadar, Mathilde Fransa’da kampanyalara devam edeceğini söylüyor. McDroits, ırkçılığa, cinsiyetçiliğe ve homofobiye karşı gayret eden bir kolektif. Mathilde, bu kolektiften grev takviyesi aldıktan daha sonra işine son verildiğini tabir ediyor. Benzeri öyküler ABD’den, İngiltere’den ve Brazilya’dan gelmeye devam ediyor.
Taleplerinden vazgeçmiyorlar
McDonald’s ise sene başında yeni global marka standartları duyurdu. Bu standartların bilgileri ise açıklanmadı. DW’nin bahisle ilgili temas eforlarına ise karşılık vermedi. Çalışanlar yasal değişikliklerin McDonald’s’ı sorumlu tutmasını ve bu çeşit olayların gelecekte olmasını engellemek istiyor. McDonald’s taleplerini dinleyene kadar da gayretten vazgeçmeye niyetleri yok.
Farklı ülkeler, misal hikayeler
McDonald’s’da çalıştığı devirde cinsel tacize uğradığını anlatan 23 yaşındaki Mathilde, bu hususun aktivistlerinden. Son senelerda Brezilya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) cinsel taciz, ırkçılık ve zorbalığa maruz kalan üç öteki çalışanla birlikte Avrupa Parlamantosu’nda konuşmaya davet edildi. Fast-food zincirinin dünya çapında binlerce çalışanı benzeri kıssalar anlatıyor. Bu şekil taciz olayları, Avrupa Birliği (AB) maddelerinin toplumsal olarak daha adil olması için çalışan geniş bir teşebbüsünün odağında.
Mathilde S. Avrupa Parlamentosu’ndaFotoğraf: Christina Strunck/DW
Yönetimin cinsel tacizi
İlk işine 2018 yılında başlayan Mathilde, başlangıçta her şeyin hoş gittiğini fakat bir süre daha sonra ortamın değiştiğini anlatıyor. “Bir bilgi sorduğumda personel temsilcisi ‘Ancak cinsel organıma dokunursan alabilirsin’ diyordu. Ya da mutfakta çalıştığımda, ‘fazlaca hoş ve küçük kalçaların var’ formunda yorumlar alıyordum” diyor.
2016 yılında, ABD’de farklı McDonald’s şubelerinde cinsel taciz şikayetleri kaydedildi. 2019 yılında, 20 şubenin çalışanları şirketi, müstehcen yorumlara, uygunsuz teşhire ve elle tacizin devam etmesine müsaade vermekle suçladı.
Brezilya’nın Parana eyaletindeki bir McDonald’s’ın çalışanları da makus muameleye maruz kaldıklarını bildirdi. Gabriel Milbrat, yaşadığı ırkçılık tecrübesini paylaşmak için Brüksel’e gidenlerden. Çalıştığı devirde, mola verdiği esnada dinlenme odasında uzanmış vaziyette uyurken işvereninin onu cinsel olarak taciz ettiğini anlattı.
“Eşit haklar yok”
Avrupa Parlamentosu’nun Alman ve Fransız üyeleri Maria Noichl ve Manon Aubry, Parlamento’nun bu öyküleri duymasını istiyor. Halihazırda AB maddelerinin öznesi olmayan oldukçauluslu şirketleri sorumlu tutmayı ve çabucak hemen hazırlık basamağında olan detaylı inceleme yönergesine çalışanların korunmasının eklenmesini talep ediyorlar.
Fast- food zinciri bugüne kadar hakkında argüman edilen taciz ve ayrımcılık hadiselerinden ceza almadan kurtulmayı başardı. Çalışanlara göre bunun sebebi şikayet sistemlerinin güzel işlememesi ve şikayetçilerin ayrılmak ya da izole edilmek zorunda kalması. Bilhassa birinci kere çalışanlar bu bahiste sendikalardan yardım alabileceklerini bilmiyorlar, Brezilya ve ABD üzere ülkelerde ise sendikalar bulunmuyor.
Maria NoichlFotoğraf: Christina Strunck/DW
Noichl, bir cins “yüzünü çevirme kültürü” geliştiğini ve McDonald’s’ın yalnızca kâfi patates ve burger olup olmadığını garanti altına alırken, “eşit haklar” konusu ile ilgilenmediğini belirtiyor.
Avrupa Besin, Tarım ve Turizm Sendikaları Federasyonu Genel Sekreteri Kristjan Bragason ise, sorunun bayilik (Franchise) sisteminden kaynaklandığını tabir ederek, bu durumda maddelerin şirketleri sorumlu tutmasının epeyce da kolay olmadığını vurguluyor.
Avrupa Parlamentosu’nun gündeminde
Bragson ve Avrupa Parlamentosu üyeleri, kurumsal sorumluluğu ve detaylı inceleme etaplarını kolaylaştıran AB yönergesiyle bunu değiştirmeyi istiyor. Birinci yasal düzenlemede şirketlerin partnerlerini, her bileşenlerini muhakkak davranış protokolüne uyumlu hale getirmeye zorlayacak yeni kontratlar yaratmak öngörüldü. Avrupa Parlamentosu bunu önümüzdeki aylarda tartışacak.
Fotoğraf: Christina Strunck/DW
Durum düzeltilene kadar, Mathilde Fransa’da kampanyalara devam edeceğini söylüyor. McDroits, ırkçılığa, cinsiyetçiliğe ve homofobiye karşı gayret eden bir kolektif. Mathilde, bu kolektiften grev takviyesi aldıktan daha sonra işine son verildiğini tabir ediyor. Benzeri öyküler ABD’den, İngiltere’den ve Brazilya’dan gelmeye devam ediyor.
Taleplerinden vazgeçmiyorlar
McDonald’s ise sene başında yeni global marka standartları duyurdu. Bu standartların bilgileri ise açıklanmadı. DW’nin bahisle ilgili temas eforlarına ise karşılık vermedi. Çalışanlar yasal değişikliklerin McDonald’s’ı sorumlu tutmasını ve bu çeşit olayların gelecekte olmasını engellemek istiyor. McDonald’s taleplerini dinleyene kadar da gayretten vazgeçmeye niyetleri yok.