A
admin
Guest
Başkanlık binası bahçesindeki açık barınak, bir anne ve 7 yavrusuyla 8 sahipsiz köpeğe konut sahipliği yapıyor.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Lideri Prof. Dr. Uğur Ünal, iki yıl evvel, sahipsiz bir köpeğin yavrularını bina yerleşkesi içerisinde doğurduğunu, yavruların burada büyüdüklerine şahit olduklarını söylemiş oldu.
Vakit ilerledikçe yavruların büyüdüğünü belirten Ünal, “Arşivlerimize biroldukca ziyaretçi geliyor, burada çalışanlarımız var. Kentleşmeyle artık köpekler insanoğlunu ve insanoğlu da bu köpekleri birbirlerine adeta tehdit olarak görüyorlar. bu biçimde bir ortam içerisinde buna müsaade etmedik ve birbirlerinin alanlarına müdahil olmayacak biçimde, yani gerek insanımız ziyan görmesin gerekse bu sahipsiz hayvanlar ziyan görmesin kanısı bizi birtakım devalar aramaya itti ve bu görmüş olduğunuz açık barınak hayata geçirilmiş oldu.” diye konuştu.
Hayvanların aşı ve tedavileriyle de yakından ilgilendiklerini lisana getiren Ünal, “Özellikle mesai saatleri bittikten daha sonra bunların bu geniş bahçemizde dolaşmalarına, gezmelerine müsaade ediyoruz ve bu biçimdelikle hakikaten hem bu bölgede yaşayan insanımızı tehditlerden korumuş olduk birebir vakitte bu hayvanların beşerler tarafınca tehdit olarak algılanmasının önüne geçmiş olduk ve bundan da son derece memnunuz.” dedi.
Ünal, Osmanlı tarihine bakıldığında da sahipsiz hayvanlarla ilgili birfazlaca evraka rastlandığını anlatarak, insanoğlunun hayvanlar alemi ile olan ilgisinin hayli eskilere, birinci çağlara kadar dayandığını söylemiş oldu.
Kentleşmeyle, toplu hayatın artmasıyla bu bağlantının daha da arttığını söz eden Ünal, bunun örneklerinin Osmanlı’da da görüldüğünü belirtti.
“örneğin Osmanlı Devleti, canlıların, hayvanların, sahipsiz hayvanların korunması konusunda epeyce hassas bir çizgidedir, bu hususta epeyce talimatları vardır.” diyen Uğur Ünal, buna, 1587 yılına ilişkin “yük hayvanı olarak kullanılan atlara ve katırlara kapasitelerinin üzerinde yük yüklenmemesini” içeren kadı kararını örnek gösterdi. Ünal, “Osmanlı Devleti ve bizim İslam toplumlarında canlılara karşı bir merhamet meselai görüyoruz. Bunun binlerce evrakta meselai bakılırsabiliriz.” diye konuştu.
– Osmanlı’da köpek yavrularını ezene para cezası uygulaması
“Arkadaşlarımız, özverili çalışanlar, komşularımız, etraftaki arkadaşlarımız bu biçimde bir hassasiyetin oluşmasına vesile oldular ve görmüş olduğunuz bir açık barınak oluşturduk. Canlarımız günün muhakkak vaktinde burada duruyor. Başka vakitlerde de bahçemizde rahat bir biçimde gezebiliyorlar. Şu anda toplamda 8 köpeğimiz var. Bundan daha sonraki süreçte bakımları ve bütün aşıları, hepsi yapılıyor, tertipli olarak da bu tedavi süreçleri devam edecek.”
-“Biroldukca kuruma örnek olmasını da temenni ediyoruz”
Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Lideri Prof. Dr. Ünal, 4 Nisan’ın Dünya Sokak Hayvanları Günü olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
“Bu teşebbüsümüzün, 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanlarını Muhafaza Günü vesilesiyle biroldukca kuruma örnek olmasını da temenni ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’mız da ‘gerek bu köpeklerin, sahipsiz canlıların insanlara ziyan vermesi gerekse insanların ona ziyan vermesinin önüne kesinlikle geçilmesi gerektiğini’ söylemiş olduler. Bu açıdan artık bize düşen bu önlemleri almaktır. Bu canlıları korumak lakin bununla birlikte insanımızı korumaktır. ötürüsıyla birlikte yaşamak, ortak ömür alanları oluşturabilmek ve birbirimize de ziyan vermeyecek biçimde bunları temin edebilmek nitekim bizim hem İslam medeniyetimizin hem Osmanlı geleneğimizin bir gereğidir.”
– Günde iki saatini can dostlarına ayırıyor
Sahipsiz köpeklere 7-8 yıldır istekli olarak bakan Devlet Arşivleri Başkanlığında nazaranvli araştırmacı Hacı Sarıtaş da hayvanların bakımını severek yaptığını anlattı.
Barınak kurulmasından duyduğu memnuniyeti de lisana getiren Sarıtaş, günde iki saatini barınağa gelerek, hayvanlarla geçirdiğini söylemiş oldu. Sarıtaş, “Sokak hayvanlarına sahip çıksınlar. Nitekim sahipsiz bunlar, bizden diğer kimseleri yok.” dedi.
– “Sevdiğimiz canlar şu an güvende”
Arşiv binası yakınında ikamet eden ve köpeklerle doğduklarından bu yana istekli ilgilenen üniversite öğrencisi Büşra Şahin de barınak yapılmasıyla köpekler için kuralların daha yeterli olduğunu söz etti. Şahin, “Hem sevmeyen ya da korkan beşerler için sahipsiz hayvanlara hoş bir bakım ortamı oldu tıpkı vakitte bizim için de sevdiğimiz canlar şu an inançta. İnançta olduklarını bilmek de beni memnun ediyor.” diye konuştu.
Tüm kamu kurumlarında bu biçimde ortamlar oluşturulması temennisinde bulunan Şahin, “Bence bu biçimde gönüllüler ile ortaklaşa bir karar verilirse hem hayvanlar inançta olacak hem gönüllülerin içi rahat olacak birebir vakitte köpeklerden korkan beşerler için bence hoş bir tahlil olacak.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Lideri Prof. Dr. Uğur Ünal, iki yıl evvel, sahipsiz bir köpeğin yavrularını bina yerleşkesi içerisinde doğurduğunu, yavruların burada büyüdüklerine şahit olduklarını söylemiş oldu.
Vakit ilerledikçe yavruların büyüdüğünü belirten Ünal, “Arşivlerimize biroldukca ziyaretçi geliyor, burada çalışanlarımız var. Kentleşmeyle artık köpekler insanoğlunu ve insanoğlu da bu köpekleri birbirlerine adeta tehdit olarak görüyorlar. bu biçimde bir ortam içerisinde buna müsaade etmedik ve birbirlerinin alanlarına müdahil olmayacak biçimde, yani gerek insanımız ziyan görmesin gerekse bu sahipsiz hayvanlar ziyan görmesin kanısı bizi birtakım devalar aramaya itti ve bu görmüş olduğunuz açık barınak hayata geçirilmiş oldu.” diye konuştu.
Hayvanların aşı ve tedavileriyle de yakından ilgilendiklerini lisana getiren Ünal, “Özellikle mesai saatleri bittikten daha sonra bunların bu geniş bahçemizde dolaşmalarına, gezmelerine müsaade ediyoruz ve bu biçimdelikle hakikaten hem bu bölgede yaşayan insanımızı tehditlerden korumuş olduk birebir vakitte bu hayvanların beşerler tarafınca tehdit olarak algılanmasının önüne geçmiş olduk ve bundan da son derece memnunuz.” dedi.
Ünal, Osmanlı tarihine bakıldığında da sahipsiz hayvanlarla ilgili birfazlaca evraka rastlandığını anlatarak, insanoğlunun hayvanlar alemi ile olan ilgisinin hayli eskilere, birinci çağlara kadar dayandığını söylemiş oldu.
Kentleşmeyle, toplu hayatın artmasıyla bu bağlantının daha da arttığını söz eden Ünal, bunun örneklerinin Osmanlı’da da görüldüğünü belirtti.
“örneğin Osmanlı Devleti, canlıların, hayvanların, sahipsiz hayvanların korunması konusunda epeyce hassas bir çizgidedir, bu hususta epeyce talimatları vardır.” diyen Uğur Ünal, buna, 1587 yılına ilişkin “yük hayvanı olarak kullanılan atlara ve katırlara kapasitelerinin üzerinde yük yüklenmemesini” içeren kadı kararını örnek gösterdi. Ünal, “Osmanlı Devleti ve bizim İslam toplumlarında canlılara karşı bir merhamet meselai görüyoruz. Bunun binlerce evrakta meselai bakılırsabiliriz.” diye konuştu.
– Osmanlı’da köpek yavrularını ezene para cezası uygulaması
“Arkadaşlarımız, özverili çalışanlar, komşularımız, etraftaki arkadaşlarımız bu biçimde bir hassasiyetin oluşmasına vesile oldular ve görmüş olduğunuz bir açık barınak oluşturduk. Canlarımız günün muhakkak vaktinde burada duruyor. Başka vakitlerde de bahçemizde rahat bir biçimde gezebiliyorlar. Şu anda toplamda 8 köpeğimiz var. Bundan daha sonraki süreçte bakımları ve bütün aşıları, hepsi yapılıyor, tertipli olarak da bu tedavi süreçleri devam edecek.”
-“Biroldukca kuruma örnek olmasını da temenni ediyoruz”
Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Lideri Prof. Dr. Ünal, 4 Nisan’ın Dünya Sokak Hayvanları Günü olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
“Bu teşebbüsümüzün, 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanlarını Muhafaza Günü vesilesiyle biroldukca kuruma örnek olmasını da temenni ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’mız da ‘gerek bu köpeklerin, sahipsiz canlıların insanlara ziyan vermesi gerekse insanların ona ziyan vermesinin önüne kesinlikle geçilmesi gerektiğini’ söylemiş olduler. Bu açıdan artık bize düşen bu önlemleri almaktır. Bu canlıları korumak lakin bununla birlikte insanımızı korumaktır. ötürüsıyla birlikte yaşamak, ortak ömür alanları oluşturabilmek ve birbirimize de ziyan vermeyecek biçimde bunları temin edebilmek nitekim bizim hem İslam medeniyetimizin hem Osmanlı geleneğimizin bir gereğidir.”
– Günde iki saatini can dostlarına ayırıyor
Sahipsiz köpeklere 7-8 yıldır istekli olarak bakan Devlet Arşivleri Başkanlığında nazaranvli araştırmacı Hacı Sarıtaş da hayvanların bakımını severek yaptığını anlattı.
Barınak kurulmasından duyduğu memnuniyeti de lisana getiren Sarıtaş, günde iki saatini barınağa gelerek, hayvanlarla geçirdiğini söylemiş oldu. Sarıtaş, “Sokak hayvanlarına sahip çıksınlar. Nitekim sahipsiz bunlar, bizden diğer kimseleri yok.” dedi.
– “Sevdiğimiz canlar şu an güvende”
Arşiv binası yakınında ikamet eden ve köpeklerle doğduklarından bu yana istekli ilgilenen üniversite öğrencisi Büşra Şahin de barınak yapılmasıyla köpekler için kuralların daha yeterli olduğunu söz etti. Şahin, “Hem sevmeyen ya da korkan beşerler için sahipsiz hayvanlara hoş bir bakım ortamı oldu tıpkı vakitte bizim için de sevdiğimiz canlar şu an inançta. İnançta olduklarını bilmek de beni memnun ediyor.” diye konuştu.
Tüm kamu kurumlarında bu biçimde ortamlar oluşturulması temennisinde bulunan Şahin, “Bence bu biçimde gönüllüler ile ortaklaşa bir karar verilirse hem hayvanlar inançta olacak hem gönüllülerin içi rahat olacak birebir vakitte köpeklerden korkan beşerler için bence hoş bir tahlil olacak.” dedi.