A
admin
Guest
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Allah nasip ederse sizlerin oylarıyla iktidara geldiğimizde, birinci bir haftada, çiftçinin, üreticinin ve esnafın, ister bankalardan, ister esnaf kefalet kooperatiflerinden ister Tarım Kredi Kooperatiflerinden aldıkları kredilerin faizlerini sileceğiz.” dedi.
Kılıçdaroğlu, partisince Nallıhan ilçesindeki bir düğün salonunda düzenlenen “Kanaat başkanları, muhtarlar ve sivil toplum örgütü temsilcileri” buluşmasında konuştu.
Toplantıya gelmedilk evvel Tapduk Emre Türbesi’ni ziyaret ederek dua ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, Tapduk Emre’nin Anadolu’nun aydınlanmasında kıymetli isimlerden olduğunu ve Yunus Emre’nin hocalığını yaptığını söylemiş oldu. her insanın inancına, kimliğine, hayat usulüne hürmet duymayı onlardan öğrendiklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Onlara epey şey borçluyuz. Hengameyi değil onlar bize huzuru öğrettiler. Birbirimizi kınamayı değil şayet bir ayıbımız var ise ayıbımızı nasıl örteceğimizi öğrettiler. Lisanımızı öğrettiler, inancımızı öğrettiler, inançlara saygıyı öğrettiler. Biz kendi tarihimizi de epeyce güzel bilmek zorundayız. Arbede ettirmek istiyorlar bize. Hengame etmeyeceğiz. İnsanların kimliği üzerinden siyaset niçin yapalım? Kim anne babasını seçme özgürlüğüne sahip lakin hepimiz annemizle, babamızla gurur duyarız.” dedi.
Huzurun ve barışın, birlikte bir arada yaşamanın değerini anlatan büyüklerin sesine, lafına, ömür biçimlerine kulak verilmesi gerektiğini vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, şu biçimde devam etti:
“Biz bu topraklarda, kamplaşmayı değil kucaklaşmayı öğrenmeliyiz. birlikte olmalıyız. Cetlerimiz ne hoş söylemiş, ‘Biri yer biri bakarsa kıyamet ondan kopar.’ diyor, değil mi? Demek ki evvel her insanın karnının doyması lazım. Dünyanın en bereketli toprakları üzerindeyiz. Havamız var, suyumuz var, güneşimiz var, çalışkan insanlarımız var. bu biçimde şu soruyu sormak zorundayız, niye biz dışarıdan mercimek alıyoruz? niye dışarıdan canlı hayvan alıyoruz? niye mısır, niye ayçiçeği alıyoruz ? niye buğday, niye arpa alıyoruz, toprak mı yok? Arazi olarak Konya’dan küçük olan bir devlet Hollanda. Bizim 10 mislimiz ihracat yapıyor, tarım eseri ihracatı yapıyor. Sorumlusu kim? En kritik soru bu. Sorumlusu kim? Yanıtı çok sıradan, sorumlusu siyaset kurumudur lakin devleti yönetenler bunun karşılığını vermek yerine ‘Biz nasıl iç çatışmayı sağlarız, nasıl hengameyi sağlarız, nasıl kutuplaşma yaratırız, nasıl toplumu ayrıştırırız’, bunun hesabı arasındaler. Bu hesaptan hepimizin çıkması lazım. Hengame yetmedi mi?”
Bu bahiste her insanın bir daha düşünmesi gerektiğini, her insanın farklı başka sorumluluğu olduğunu lisana getiren Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söylemiş oldu:
“Eğer bunu yapabilirsek bir hayli sorunu birlikte aşabiliriz. Kırsal bir bölge burası, tarımla uğraşılıyor. 2006 yılında Meclis’ten bir kanun çıktı. Dendi ki ‘Tarım Kanununun 21’inci hususu her yıl çiftçiye, çiftçilere, üreticilere ulusal gelirin en az yüzde biri oranında takviye verilir.’ ‘Verilebilir.’ değil, ‘Verilir.’ diyor. Vereceksin bu parayı lakin vermediler. Kim itiraz etti? Benim hakkım, kanun bana bu hakkı vermiş. Türkiye Büyük Millet Meclisi kanun çıkarmış. Bu hakkın bana verilmesi lazım. Kimse istemedi. Ben de bağırıyorum ‘Çiftçiye hakkını teslim edin.’ diye ‘Teslim etmiyoruz.’ diyorlar. ‘Teslim etmeye gerek yok aslına bakarsanız onların oyu çantada keklik.’ diyorlar. ‘Nasıl olsa bize oy verecekler.’ anlayışını yerle yeksan etmeniz lazım. Demokrasinin kuralı budur.
Sıkıntılarımız var, aşabiliriz, bütün problemleri aşabiliriz. Bakınız, mazot fiyatından şikayet ediyorsunuz hepiniz? Artırım geliyor. ‘Dışardan geliyor.’ Yanlışsız, ben biliyorum dışardan geliyor. Doğal gaz dışarıdan geliyor. Bunları anlıyorum. Fiyat artışı oluyor. Ben bunu da anlıyorum olur, yalnızca bizde değil dünyada da artıyor. Fakat toplumsal devlet dediğimiz kurum, üreticiyi korur. Toplumsal devlet dediğimiz kurum der ki ‘Ben çiftçinin traktörüne kırmızı mazot vereceğim. Kırmızı mazotu nasıl vereceğim? ÖTV’siz olacak, KDV’siz olacak. Daha ucuz olacak, daha rahat üretecek ve daha ucuza mal edecek.’ Toplumsal devlet budur, toplumsal devlet, üretenin yanında olan devlet demektir. Toplumsal devlet, yoksulun fukaranın yanında olan devlet demektir. Bu niçinle kırmızı mazot uygulamasının getirilmesi lazım. Çiftçiye, ÖTV’siz, KDV’siz mazot verilmesi lazım.”
– “Ankaralı çiftçiler, 1 milyar 700 milyon liralık ek gelir elde etti”
Kılıçdaroğlu, dünyanın bütün ülkelerinde tarımın stratejik dal olduğunu, tarımın kesinlikle desteklenmesi gerektiğini yineladı.
Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş’ın, bu yıl çiftçilere değerli dayanak sağladığını, bu yıl Ankaralı çiftçilerin bu takviyeler yardımıyla 1 milyar 700 milyon liralık ek gelir elde ettiğini aktaran KIlıçdaroğlu, Yavaş’ın çiftçilere takviyesini gelecek yıl 2 katına çıkaracağını bildirdi. Kemal Kılıçdaroğlu, “Tarımın desteklenmesi için yapmamız gereken bir fazlaca olay var. Çiftçiye, ‘Tarım Krediden, bankalardan kredi alın’ diyorlar. Alıyorsunuz, kredi faizi ödüyorsunuz. Allah nasip ederse, sizlerin oylarıyla iktidara geldiğimizde, birinci bir haftada, çiftçinin, üreticinin ve esnafın ister bankalardan, ister esnaf kefalet kooperatiflerinden, ister Tarım Kredi Kooperatiflerinden aldıkları kredilerin faizlerini sileceğiz. Çiftçinin hakkını korumak istiyorsan faiz bataklığından çıkaracaksın.” diye konuştu.
Tarım için yurt haricinden toprak kiralanmasını eleştiren ve Türkiye’de iki Trakya büyüklüğünde alanın çiftçi tarafınca ekilmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “En büyük tehlike nedir onu da söyleyeyim, en büyük tehlike çiftçiyi toprağa küstürmektir. Çiftçi toprağa küserse 85 milyon açsın demektir. O niçinle tarım stratejik. O niçinle dünyanın bütün ülkeleri tarıma dayanak verir.” dedi.
– “Allah’ın güneşi parasız bunu kullanmıyorsun”
CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu, çiftçi için en büyük maliyetlerden birinin de elektrik faturaları olduğuna işaret ederek Şanlıurfa ziyareti sırasında belediyenin kendilerine verilmesi durumunda en kısa müddette elektrik panelleri kurarak çiftçiye elektriği parasız vereceklerini dediğini anlattı. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“‘Bu olmaz.’ dediler. Niçin olmaz Allah aşkına? Taşlık arazi boş duruyor. Oraya güneş panellerini koyacaksın. Allah’ın güneşi parasız, elektrik elde edeceksin, elektriği çiftçiye vereceksin, elektrik artacak, artanı satacaksın, çiftçi ayrıyeten para kazanacak. ‘Olmaz.’ dediler. Yapacağım. Allah’ın müsaadesiyle yapacağız, nazaranceksiniz, yapacağız, hepsini yapacağız. niye ‘Olmaz.’ diyorlar? Zira doğal gaz lobisi var, zira kömür lobisi var. Doğal gaz alıyorsun, para ödüyorsun. Akaryakıt alıyorsun, para ödüyorsun? Dışarıdan kömür getiriyorsun, para ödüyorsun. Allah’ın güneşi ücretsiz bunu kullanmıyorsun. Artık evvel küçük bir belediyede bunu başlattık. bakılırsaceksiniz orada çiftçilere elektrik parasız vereceğiz, kooperatif yaptırıyor çiftçiler, ziraat odaları da bunun ortağı olacak. bir süre daha sonra faaliyete geçtiğinde muhtaçlığı olan elektriği ücretsiz kullanacak. Devletin cebinden 5 kuruş para çıkmadan yapacağız bunu zira bütün memleketler arası fonlar yeşil güce ‘Evet.’ diyorlar. Diğer bir şey daha. Ekiyorsunuz eseri vakti geliyor. Sanki taban fiyat ne olacak? Toprak Mahsulleri Ofisi alacak mı, almayacak mı? Burada temel bir kural getiriyoruz, maliyet artı makul kar eşittir taban fiyat. Kural aşikardır. Yerde ne ekiyorsan maliyeti belirlidir. 100 liraya mal ettiysen 15 lira da kar koyacağız, 115 lira. Taban fiyat 115 lira. 120’ye satıyorsan sat, ihraç ediyorsan et lakin çiftçinin fiyatı 115 lirayı düşmeyecek.”
PARAM OLSA ŞURAYA YATIRIRDIM DİYE DÜŞÜNME! 100.000 TL SANAL PARA İLE NELER YAPABİLECEĞİNİ ÇABUCAK GÖR!
Kılıçdaroğlu, partisince Nallıhan ilçesindeki bir düğün salonunda düzenlenen “Kanaat başkanları, muhtarlar ve sivil toplum örgütü temsilcileri” buluşmasında konuştu.
Toplantıya gelmedilk evvel Tapduk Emre Türbesi’ni ziyaret ederek dua ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, Tapduk Emre’nin Anadolu’nun aydınlanmasında kıymetli isimlerden olduğunu ve Yunus Emre’nin hocalığını yaptığını söylemiş oldu. her insanın inancına, kimliğine, hayat usulüne hürmet duymayı onlardan öğrendiklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Onlara epey şey borçluyuz. Hengameyi değil onlar bize huzuru öğrettiler. Birbirimizi kınamayı değil şayet bir ayıbımız var ise ayıbımızı nasıl örteceğimizi öğrettiler. Lisanımızı öğrettiler, inancımızı öğrettiler, inançlara saygıyı öğrettiler. Biz kendi tarihimizi de epeyce güzel bilmek zorundayız. Arbede ettirmek istiyorlar bize. Hengame etmeyeceğiz. İnsanların kimliği üzerinden siyaset niçin yapalım? Kim anne babasını seçme özgürlüğüne sahip lakin hepimiz annemizle, babamızla gurur duyarız.” dedi.
Huzurun ve barışın, birlikte bir arada yaşamanın değerini anlatan büyüklerin sesine, lafına, ömür biçimlerine kulak verilmesi gerektiğini vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, şu biçimde devam etti:
“Biz bu topraklarda, kamplaşmayı değil kucaklaşmayı öğrenmeliyiz. birlikte olmalıyız. Cetlerimiz ne hoş söylemiş, ‘Biri yer biri bakarsa kıyamet ondan kopar.’ diyor, değil mi? Demek ki evvel her insanın karnının doyması lazım. Dünyanın en bereketli toprakları üzerindeyiz. Havamız var, suyumuz var, güneşimiz var, çalışkan insanlarımız var. bu biçimde şu soruyu sormak zorundayız, niye biz dışarıdan mercimek alıyoruz? niye dışarıdan canlı hayvan alıyoruz? niye mısır, niye ayçiçeği alıyoruz ? niye buğday, niye arpa alıyoruz, toprak mı yok? Arazi olarak Konya’dan küçük olan bir devlet Hollanda. Bizim 10 mislimiz ihracat yapıyor, tarım eseri ihracatı yapıyor. Sorumlusu kim? En kritik soru bu. Sorumlusu kim? Yanıtı çok sıradan, sorumlusu siyaset kurumudur lakin devleti yönetenler bunun karşılığını vermek yerine ‘Biz nasıl iç çatışmayı sağlarız, nasıl hengameyi sağlarız, nasıl kutuplaşma yaratırız, nasıl toplumu ayrıştırırız’, bunun hesabı arasındaler. Bu hesaptan hepimizin çıkması lazım. Hengame yetmedi mi?”
Bu bahiste her insanın bir daha düşünmesi gerektiğini, her insanın farklı başka sorumluluğu olduğunu lisana getiren Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söylemiş oldu:
“Eğer bunu yapabilirsek bir hayli sorunu birlikte aşabiliriz. Kırsal bir bölge burası, tarımla uğraşılıyor. 2006 yılında Meclis’ten bir kanun çıktı. Dendi ki ‘Tarım Kanununun 21’inci hususu her yıl çiftçiye, çiftçilere, üreticilere ulusal gelirin en az yüzde biri oranında takviye verilir.’ ‘Verilebilir.’ değil, ‘Verilir.’ diyor. Vereceksin bu parayı lakin vermediler. Kim itiraz etti? Benim hakkım, kanun bana bu hakkı vermiş. Türkiye Büyük Millet Meclisi kanun çıkarmış. Bu hakkın bana verilmesi lazım. Kimse istemedi. Ben de bağırıyorum ‘Çiftçiye hakkını teslim edin.’ diye ‘Teslim etmiyoruz.’ diyorlar. ‘Teslim etmeye gerek yok aslına bakarsanız onların oyu çantada keklik.’ diyorlar. ‘Nasıl olsa bize oy verecekler.’ anlayışını yerle yeksan etmeniz lazım. Demokrasinin kuralı budur.
Sıkıntılarımız var, aşabiliriz, bütün problemleri aşabiliriz. Bakınız, mazot fiyatından şikayet ediyorsunuz hepiniz? Artırım geliyor. ‘Dışardan geliyor.’ Yanlışsız, ben biliyorum dışardan geliyor. Doğal gaz dışarıdan geliyor. Bunları anlıyorum. Fiyat artışı oluyor. Ben bunu da anlıyorum olur, yalnızca bizde değil dünyada da artıyor. Fakat toplumsal devlet dediğimiz kurum, üreticiyi korur. Toplumsal devlet dediğimiz kurum der ki ‘Ben çiftçinin traktörüne kırmızı mazot vereceğim. Kırmızı mazotu nasıl vereceğim? ÖTV’siz olacak, KDV’siz olacak. Daha ucuz olacak, daha rahat üretecek ve daha ucuza mal edecek.’ Toplumsal devlet budur, toplumsal devlet, üretenin yanında olan devlet demektir. Toplumsal devlet, yoksulun fukaranın yanında olan devlet demektir. Bu niçinle kırmızı mazot uygulamasının getirilmesi lazım. Çiftçiye, ÖTV’siz, KDV’siz mazot verilmesi lazım.”
– “Ankaralı çiftçiler, 1 milyar 700 milyon liralık ek gelir elde etti”
Kılıçdaroğlu, dünyanın bütün ülkelerinde tarımın stratejik dal olduğunu, tarımın kesinlikle desteklenmesi gerektiğini yineladı.
Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş’ın, bu yıl çiftçilere değerli dayanak sağladığını, bu yıl Ankaralı çiftçilerin bu takviyeler yardımıyla 1 milyar 700 milyon liralık ek gelir elde ettiğini aktaran KIlıçdaroğlu, Yavaş’ın çiftçilere takviyesini gelecek yıl 2 katına çıkaracağını bildirdi. Kemal Kılıçdaroğlu, “Tarımın desteklenmesi için yapmamız gereken bir fazlaca olay var. Çiftçiye, ‘Tarım Krediden, bankalardan kredi alın’ diyorlar. Alıyorsunuz, kredi faizi ödüyorsunuz. Allah nasip ederse, sizlerin oylarıyla iktidara geldiğimizde, birinci bir haftada, çiftçinin, üreticinin ve esnafın ister bankalardan, ister esnaf kefalet kooperatiflerinden, ister Tarım Kredi Kooperatiflerinden aldıkları kredilerin faizlerini sileceğiz. Çiftçinin hakkını korumak istiyorsan faiz bataklığından çıkaracaksın.” diye konuştu.
Tarım için yurt haricinden toprak kiralanmasını eleştiren ve Türkiye’de iki Trakya büyüklüğünde alanın çiftçi tarafınca ekilmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “En büyük tehlike nedir onu da söyleyeyim, en büyük tehlike çiftçiyi toprağa küstürmektir. Çiftçi toprağa küserse 85 milyon açsın demektir. O niçinle tarım stratejik. O niçinle dünyanın bütün ülkeleri tarıma dayanak verir.” dedi.
– “Allah’ın güneşi parasız bunu kullanmıyorsun”
CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu, çiftçi için en büyük maliyetlerden birinin de elektrik faturaları olduğuna işaret ederek Şanlıurfa ziyareti sırasında belediyenin kendilerine verilmesi durumunda en kısa müddette elektrik panelleri kurarak çiftçiye elektriği parasız vereceklerini dediğini anlattı. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“‘Bu olmaz.’ dediler. Niçin olmaz Allah aşkına? Taşlık arazi boş duruyor. Oraya güneş panellerini koyacaksın. Allah’ın güneşi parasız, elektrik elde edeceksin, elektriği çiftçiye vereceksin, elektrik artacak, artanı satacaksın, çiftçi ayrıyeten para kazanacak. ‘Olmaz.’ dediler. Yapacağım. Allah’ın müsaadesiyle yapacağız, nazaranceksiniz, yapacağız, hepsini yapacağız. niye ‘Olmaz.’ diyorlar? Zira doğal gaz lobisi var, zira kömür lobisi var. Doğal gaz alıyorsun, para ödüyorsun. Akaryakıt alıyorsun, para ödüyorsun? Dışarıdan kömür getiriyorsun, para ödüyorsun. Allah’ın güneşi ücretsiz bunu kullanmıyorsun. Artık evvel küçük bir belediyede bunu başlattık. bakılırsaceksiniz orada çiftçilere elektrik parasız vereceğiz, kooperatif yaptırıyor çiftçiler, ziraat odaları da bunun ortağı olacak. bir süre daha sonra faaliyete geçtiğinde muhtaçlığı olan elektriği ücretsiz kullanacak. Devletin cebinden 5 kuruş para çıkmadan yapacağız bunu zira bütün memleketler arası fonlar yeşil güce ‘Evet.’ diyorlar. Diğer bir şey daha. Ekiyorsunuz eseri vakti geliyor. Sanki taban fiyat ne olacak? Toprak Mahsulleri Ofisi alacak mı, almayacak mı? Burada temel bir kural getiriyoruz, maliyet artı makul kar eşittir taban fiyat. Kural aşikardır. Yerde ne ekiyorsan maliyeti belirlidir. 100 liraya mal ettiysen 15 lira da kar koyacağız, 115 lira. Taban fiyat 115 lira. 120’ye satıyorsan sat, ihraç ediyorsan et lakin çiftçinin fiyatı 115 lirayı düşmeyecek.”
PARAM OLSA ŞURAYA YATIRIRDIM DİYE DÜŞÜNME! 100.000 TL SANAL PARA İLE NELER YAPABİLECEĞİNİ ÇABUCAK GÖR!