Bandura ne demek ?

Sena

New member
Bandura Ne Demek? Bir Hikaye Üzerinden Anlamak

Bir sabah, Derya ve Baran kafelerinde buluşmuşlardı. Yıllar önceki arkadaşlıkları, şimdilerin sakin, ama derin sohbetlerine dönüşmüştü. Her biri kendi dünyasında bir yolculuğa çıkmış, ama yolculukları sonunda bir şekilde kesişmişti. Derya, sosyal bilimler üzerine yüksek lisans yaparken, Baran ise mühendislik dünyasında yeni projelere imza atıyordu. Bugünse, farklı alanlardan gelen iki eski arkadaş, birbirlerine yeni öğrenmelerini paylaşmak için bir aradaydılar.

Derya, günün ilk sorusunu sormuştu: "Baran, Bandura'yı duydun mu?" Baran hafifçe şaşırmıştı, çünkü her zamanki konularından farklı bir şey soruyordu. Ancak Derya’nın ilgisini çeken şeyin ne olduğunu merak etti. "Bandura?" dedi Baran, "Hangi Bandura?"

Derya gülümsedi. "Albert Bandura. Bu isimle belki daha fazla tanışmışsındır. Sosyal öğrenme teorisi hakkında hiç duyduğun oldu mu?"

---

Bandura: Sosyal Öğrenme Teorisi ve İnsan Davranışı

Albert Bandura, insan davranışlarını anlamada devrim yaratmış bir isimdi. Sosyal öğrenme teorisinin kurucusu olarak tanınır. Bandura, insanların yalnızca çevrelerinden aldıkları ödüller ya da cezalarla değil, aynı zamanda başkalarını gözlemleyerek de öğrendiklerini savunuyordu. Bu yaklaşım, "gözlem yoluyla öğrenme"yi öne çıkararak, insanların başkalarını taklit ettikleri ve bu davranışların zamanla kişisel normlara dönüştüğü fikrini benimsemiştir.

Derya ve Baran’ın sohbeti burada derinleşmeye başlamıştı. Derya, sosyal öğrenme teorisinin bir bakıma insanların çevresinden aldığı davranışsal sinyalleri nasıl içselleştirdiğini ve bu sinyallerin zamanla nasıl bir toplum yaratabileceğini tartıştı. Baran, mühendislik bakış açısıyla hemen pratik bir örnek verdi: "Yani, biz mühendisler de bir şeyi nasıl yapmamız gerektiğini, çoğunlukla deneyimleyenleri izleyerek öğreniyoruz. Bu yüzden mentorluk ya da iyi bir takım çalışması önemli." Derya gülümsedi ve başını sallayarak devam etti: "Evet, ama sadece gözlemlemekle bitmiyor. O gözlemler, kişinin içsel bir değişim yaratabilmeli."

---

Erkeklerin Çözüm Odaklı, Kadınların Empatik Yaklaşımları

Derya, bu konuda düşündükçe yeni bakış açıları ortaya çıkıyordu. Bandura’nın sosyal öğrenme teorisinin, yalnızca bireysel değil toplumsal yapıları da nasıl şekillendirdiğini anlatmak istiyordu. Örneğin, erkeklerin çözüm odaklı bir yaklaşımı benimsemesi ve kadınların daha empatik bir yaklaşım sergilemesi üzerine tarihsel ve toplumsal bir bakış açısı geliştirmek istiyordu.

Baran, biraz düşünceli bir şekilde, “Gerçekten, erkekler genelde daha çok çözüm odaklı hareket ederken, kadınlar daha çok duygusal ve ilişki odaklı oluyor. Bu bana biraz toplumun bize dayattığı roller gibi geliyor,” dedi.

Derya, “Evet, fakat bu sadece toplumsal bir yapı değil. Tarihsel olarak, kadınlar genellikle ilişkisel beceriler üzerine yetiştirildi. Bu, onların empatik olma yeteneklerini geliştirdi. Erkeklerse daha çok başarı ve çözüm odaklı bir şekilde eğitildi. Ama bu, bireylerin aslında farklı yollarla öğrenmesinin bir yansıması. Sonuçta, toplumsal normlar bazen içselleştirilir, bazen de bireyler bu normlardan sapabilir.”

Bu noktada Derya, Bandura’nın modeline gönderme yaparak ekledi: "Sosyal öğrenme sadece gözlemle değil, toplumsal normlarla iç içe geçmiş. Mesela, erkekler hep çözüm ararken, kadınlar duygusal çözüm arıyor. İki yaklaşım da birbirini tamamlıyor, aslında."

---

Tarihsel ve Toplumsal Perspektif: Bandura’nın Etkileri

Derya, konuşmanın derinliklerine indikçe, toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerine de düşüncelerini paylaştı. Tarihsel olarak, erkeklerin “savaşçı”, “çalışkan” ve “problem çözücü” rollerine dayandırılmasına karşılık, kadınlar genellikle “ailenin duygusal temeli” olarak görülüyordu. Bu geleneksel bakış açıları, toplumsal yapıyı şekillendiren normlara dönüşmüştü. Bandura’nın sosyal öğrenme teorisi, bu normların nasıl içselleştirildiğini ve bireylerin davranışlarını nasıl şekillendirdiğini açıklamak için güçlü bir araç sağlıyordu.

Baran, "Çok doğru. İnsanlar gerçekten de gözlemleyerek öğreniyorlar. Ama zamanla bu gözlemler bazen toplumsal rollerin ötesine geçebiliyor. Kadınlar da çözüm odaklı olabilir, erkekler de empatik olabilir."

Derya, “Kesinlikle. Bu yüzden de Bandura’nın söyledikleri, sadece bireysel değil, toplumsal yapıları dönüştürme gücüne de sahip. İnsanlar, içsel değişimle birlikte toplumsal normları yeniden şekillendirebilir.”

---

Bandura ve Değişimin Gücü

Hikâyenin sonuna doğru, Derya ve Baran bu derin sohbetin sonunda bir noktada birleştiler. Sosyal öğrenme, bireylerin çevrelerinden ve toplumsal normlardan etkilenerek şekillendiği gibi, aynı zamanda kendi içsel güçleriyle de dünyalarını değiştirebilirlerdi. Her birey, gözlem yoluyla edindiği bilgiyi kendi hayatına entegre edebilir ve toplumsal yapıyı dönüştürebilirdi.

Sizce, Bandura’nın teorisi, günümüz dünyasında toplumsal normları dönüştürme gücüne sahip mi? Erkeklerin çözüm odaklı, kadınların ise empatik yaklaşımlarının ötesinde, nasıl bir dünya tasavvur ediyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum.