A
admin
Guest
Daha 5 yaşındayken 210 olarak ölçülen IQ’su ile Güney Kore’nin ve dünyanın odak noktası haline gelen Kim Ung-Yong bayağı bir hayat seçtiği için şimdilerde ‘başarısız dahi’ olarak anılıyor. Pekala Kim Ung-Yong nasıl bir çocukluk geçirdi ve verdiği kararların temelinde aslında ne yatıyor? İşte Kim Ung-Yong hakkında merak ettiğiniz her şey bu içerikte, haydi okumaya!
60’ların çocuk dâhisi olarak ün salan Kim Ung-Yong, fazlaca küçük yaşlarda akıllara sakinlik veren bir zekaya sahipti.
Adı pek duyulmasa da Steven Hawking ve Albert Einstein’ı aşan IQ’su ile bir devir dünyayı sarsan bu Güney Koreli dahi adamı sizler için araştırdık! Keyifli okumalar…
Kim Ung-Yong, 8 Mart 1962’de Güney Kore’de dünyaya geldi ve daha bebekliğinden itibaren insanları hayrete düşürmeye başladı.
Annesinin anlattığına bakılırsa bir gün oğlunu beşiğine yatırdıktan daha sonra sesler duymuş ve gerisini döndüğünde konuşmaların 6 aylık bebeğinden geldiğini fark etmişti. Üstelik Kim Ung-Yong daha 1 yaşını bitirmeden Koreceyi akıcı bir biçimde konuşmaya başlayacaktı. ötürüsıyla zihinsel ve entelektüel yetenekleri fazlaca küçük bir yaşta kendini göstermişti…
2 yaşına basmadan karmaşık matematiksel hesaplamaları anlayabilir hale gelmiş 4 yaşında ise bu hususta oldukcatan ustalaşmıştı!
Ayrıca tam da bu yaşta 4 lisan öğrenmişti. Korece, Almanca, Japonca ve İngilizceyi akıcı bir biçimde konuşan Kim Ung-Yong; tüm Güney Kore’de tanınıyor, daima televizyon programlarına çıkıyordu. Tüm dünyada ‘dünyanın en zeki çocuğu’ olarak nam salmıştı.
5 yaşındayken yapılan testte IQ’su tam tamına 210 olarak ölçüldü, tıpkı vakitte bu test 7 yaşını dolduran çocuklara göre düzenlenmişti!
Ne yazık ki bu yaşta sahip olduğu kabiliyetler daima kuşku uyandırdığı için çıktığı televizyon programlarında canlı olarak matematik ve fizik soruları çözmesi isteniyordu. Ayrıyeten 5 yaşından 8 yaşına dek lokal bir üniversitede fizik dersleri almış ve 15 yaşında ise fazlacatan doktorasını almaya hak kazanmıştı…
4 yıl boyunca NASA’da karmaşık matematiksel hesaplamaların çözülmesine yardım eden Kim Ung-Yong, 16 yaşına geldiğinde bu hayatın kendisine uygun olmadığına karar verip Güney Kore’ye geri döndü.
NASA’da çalıştığı vakit içinderda tek bir arkadaşı dahi olmadan daima hesaplamalar yaptığını ve bu durumun kendisini yiyip bitirdiğini söyleyen Kim Ung-Yong, NASA’da çalışmak üzere bizlere pek büyüleyici gelen bir tecrübenin gerçek yüzünü bu biçimdece gözler önüne sermiş oldu.
Kore’ye dönüşüyle birlikte lokal bir üniversitede inşaat mühendisliği kısmını tamamlayan Ung-Yong, verdiği bu kararlar yüzünden “Başarısız Dahi” olarak dünyada nam saldı.
Sürekli medyanın ve beklentili gözlerin ortasında çocukluğunu yaşayamamış olan Kim Ung-Yong aslında yüksek IQ’nun fazla abartılan bir şey olduğunu ve insanı her vakit keyifli edemediğini belirtiyor. Sakin ve olağan bir hayatı seçmiş olduğu için medyada bu türlü damgalanmaktan da pek hoşnutsuz.
“Bazı beşerler yüksek bir IQ’nun her şeye kadir olduğuna inanıyor ancak bu gerçek değil. Bana bir bakın; hiç müzik yeteneğim yok yahut rastgele bir spor kolunda başarılı değilim.”
‘her insanın kendine göre bir öğrenme düzeyi, umutları, hayalleri ve yetenekleri var; toplum insanları kendi tek taraflı standartlarına göre yargılamamalı.’ diyor Ung-Yong bir röportajında.
Şimdilerde Chungbunk Üniversitesi’nde profesörlük yapan Kim Ung-Yong, genç yeteneklerin yetişmesine yardımcı olduğu üzere araştırmalarına da devam etmekte.
Halen bilime yeni bir taraf vermediği yahut tarihe damga vuran bir icatla öne çıkmadığı için eleştirilse de kendi yolunu çizebilmiş memnun biri olarak hayatına devam ediyor; toplumun onun hakkında söylemiş oldukleri ise hiç umurunda değil.
bayağı bir hayatı seçen bu dahi adam hakkında siz neler düşünüyorsunuz? Haydi yorumlara!
60’ların çocuk dâhisi olarak ün salan Kim Ung-Yong, fazlaca küçük yaşlarda akıllara sakinlik veren bir zekaya sahipti.
Adı pek duyulmasa da Steven Hawking ve Albert Einstein’ı aşan IQ’su ile bir devir dünyayı sarsan bu Güney Koreli dahi adamı sizler için araştırdık! Keyifli okumalar…
Kim Ung-Yong, 8 Mart 1962’de Güney Kore’de dünyaya geldi ve daha bebekliğinden itibaren insanları hayrete düşürmeye başladı.
Annesinin anlattığına bakılırsa bir gün oğlunu beşiğine yatırdıktan daha sonra sesler duymuş ve gerisini döndüğünde konuşmaların 6 aylık bebeğinden geldiğini fark etmişti. Üstelik Kim Ung-Yong daha 1 yaşını bitirmeden Koreceyi akıcı bir biçimde konuşmaya başlayacaktı. ötürüsıyla zihinsel ve entelektüel yetenekleri fazlaca küçük bir yaşta kendini göstermişti…
2 yaşına basmadan karmaşık matematiksel hesaplamaları anlayabilir hale gelmiş 4 yaşında ise bu hususta oldukcatan ustalaşmıştı!
Ayrıca tam da bu yaşta 4 lisan öğrenmişti. Korece, Almanca, Japonca ve İngilizceyi akıcı bir biçimde konuşan Kim Ung-Yong; tüm Güney Kore’de tanınıyor, daima televizyon programlarına çıkıyordu. Tüm dünyada ‘dünyanın en zeki çocuğu’ olarak nam salmıştı.
5 yaşındayken yapılan testte IQ’su tam tamına 210 olarak ölçüldü, tıpkı vakitte bu test 7 yaşını dolduran çocuklara göre düzenlenmişti!
Ne yazık ki bu yaşta sahip olduğu kabiliyetler daima kuşku uyandırdığı için çıktığı televizyon programlarında canlı olarak matematik ve fizik soruları çözmesi isteniyordu. Ayrıyeten 5 yaşından 8 yaşına dek lokal bir üniversitede fizik dersleri almış ve 15 yaşında ise fazlacatan doktorasını almaya hak kazanmıştı…
4 yıl boyunca NASA’da karmaşık matematiksel hesaplamaların çözülmesine yardım eden Kim Ung-Yong, 16 yaşına geldiğinde bu hayatın kendisine uygun olmadığına karar verip Güney Kore’ye geri döndü.
NASA’da çalıştığı vakit içinderda tek bir arkadaşı dahi olmadan daima hesaplamalar yaptığını ve bu durumun kendisini yiyip bitirdiğini söyleyen Kim Ung-Yong, NASA’da çalışmak üzere bizlere pek büyüleyici gelen bir tecrübenin gerçek yüzünü bu biçimdece gözler önüne sermiş oldu.
Kore’ye dönüşüyle birlikte lokal bir üniversitede inşaat mühendisliği kısmını tamamlayan Ung-Yong, verdiği bu kararlar yüzünden “Başarısız Dahi” olarak dünyada nam saldı.
Sürekli medyanın ve beklentili gözlerin ortasında çocukluğunu yaşayamamış olan Kim Ung-Yong aslında yüksek IQ’nun fazla abartılan bir şey olduğunu ve insanı her vakit keyifli edemediğini belirtiyor. Sakin ve olağan bir hayatı seçmiş olduğu için medyada bu türlü damgalanmaktan da pek hoşnutsuz.
“Bazı beşerler yüksek bir IQ’nun her şeye kadir olduğuna inanıyor ancak bu gerçek değil. Bana bir bakın; hiç müzik yeteneğim yok yahut rastgele bir spor kolunda başarılı değilim.”
‘her insanın kendine göre bir öğrenme düzeyi, umutları, hayalleri ve yetenekleri var; toplum insanları kendi tek taraflı standartlarına göre yargılamamalı.’ diyor Ung-Yong bir röportajında.
Şimdilerde Chungbunk Üniversitesi’nde profesörlük yapan Kim Ung-Yong, genç yeteneklerin yetişmesine yardımcı olduğu üzere araştırmalarına da devam etmekte.
Halen bilime yeni bir taraf vermediği yahut tarihe damga vuran bir icatla öne çıkmadığı için eleştirilse de kendi yolunu çizebilmiş memnun biri olarak hayatına devam ediyor; toplumun onun hakkında söylemiş oldukleri ise hiç umurunda değil.
bayağı bir hayatı seçen bu dahi adam hakkında siz neler düşünüyorsunuz? Haydi yorumlara!