A
admin
Guest
Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesindeki Keş Dağı’na 25 Mart 2009’da düşen helikopterde BBP Kurucu Genel Lideri Muhsin Yazıcıoğlu, Erhan Üstündağ, Yüksel Yancı, Murat Çetinkaya, İsmail Güneş ve pilot Mustafa Kaya İstektepe’nin vefatıyla ilgili Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında aileler, yeni talepte bulundu. Firuze Yazıcıoğlu, Yusuf Yazıcıoğlu, Mavuş Ocak, Fatih Furkan Yazıcıoğlu, Gülefer Yazıcıoğlu, Pakize Yancı, Meryem Üstündağ, Kübra Çetinkaya, Yasemin Güneş, Selcan Yancı, Mehmet Alper Yancı ve Samet Furkan Yancı, avukatları aracılığı ile dilekçe verip taleplerini sıraladı. 13 sayfalık dilekçede; ailelerin bugüne kadar lisana getirmediği 3 uçaktaki kameraların kaydettiği imgelerin talep edilmesi ve ölenlerin bedenlerindeki yüksek karbonmonoksidin ‘metilklorit’ unsurundan kaynaklanmış olabileceği savının araştırılması talebinde bulunuldu.
‘ARAÇLARDAKİ MANZARA KAYITLARININ TEMİNİ GEREKİYOR’
Dilekçede, üst seviye bakılırsavlilerin yargılandığı davada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın mütalaasında yer alan 81 sayfalık ekte, “Bahse mevzu el kamerası ile çekildiği anlaşılan ham bilgi kayıtları üzerinden yapılan incelemede; Merzifon 152. Filo Üs Komutanlığı’ndan MJ524 mod uçaklar, tek kol iki uçak (cod-2 7060) olmak üzere Erhaç’a yanlışsız yola çıktıları, Malatya Erhaç’tan HH721 mod tek uçağı (kod:1612’yi) alarak üst üste uçuşunda TC-HEK helikopterin rotasına yanlışsız ilerledikleri, HH721 modlu uçağın 21400 fitle MJ524’lerle alt alta üst üste kol uçuşu yaptığı görülmektedir” tabirlerinin yer aldığı belirtilerek, “Olay günü olay mahallinde bulunan HH721, MJ524, HK046 kodlu hava araçlarında yüksek çözünürlüklü birden çok kamera sistemi bulunduğu, kamera sistemiyle uçuş güzergahlarının manzaralarının kaydedildiği bilinmektedir. Kaydedilen bu imajlar ile de askeri jetlerin helikopterin tesir alanına girip girmedikleri emsalsiz imaj kayıtlarıyla da tespit edileceği bir vakıadır. Bu niçinle bu araçlardaki manzara kayıtlarının temini gerekmektedir” denildi.
‘KARBONMONOKSİT’ TEZİ İÇİN DE TALEP
Talepte ayrıyeten hava araçlarının kendi radar sistemleri olduğu ve bu radarın kara radarlarının görmediği alanları fazlaca rahatlıkla bakılırsabilme yeteneğine sahip olduğu, ölenlerin bedenlerinde yüksek ölçüde karbonmonoksit olduğu kaydedilerek, şu biçimde denildi:
“Karbonmonoksit savının netleştirilmesi bakımından ‘metilklorit’ ismindeki hususun oksijenle teması halinde etrafını zehirleme kabiliyetinin olup olmadığı, bu zehirlemenin karbonmonoksit bulgusu bırakıp bırakmadığı, helikopterin içerisine metil klorür bırakılarak bunun oksijenle temasının sağlanması suretiyle kabin içerisinde karbonmonoksit bulgusunun oluşturulma ihtimali konusunda uzman eksper marifetiyle değerlendirilme yapılmasını talep ediyoruz.”
‘RADAR KAYITLARINDA TAHRİFAT YAPILDI’
Ölenlerin yakınları, Erzurum Dumlu Radar Mevzi Komutanlığı’nda 14 Şubat 2014’te yapılan keşifte NATO yazılımı olduğu tez edilen radar kayıtlarının gerçek suretleri keşif heyetine teslim edilmediği, keşif daha sonrası bu kayıtlar üzerinde Hava Kuvvetleri’nin MY modülü üzerinde tahrifat yaparak değiştirildiğinin Hava Kuvvetleri’nde yapılan keşifte tespit edildiği belirtilerek, tahrif edilmiş kayıtların eksper heyetinin incelemesine tek kanıt olarak sunulmaması istendi.
‘BAZI DOKÜMANLARIN TAHRİF EDİLDİĞİ DOSYADA’
Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu’nun avukatı Veysel Aşkın, soruşturma sonunda çıkacak sonucun akıllarda soru işareti bırakmaması için olayın hayli taraflı olarak araştırılması gerektiğini söylemiş oldu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı mütalaasında helikopterin rotasına girerek kol altı uçuş gerçekleştirdiği belirtilen 3 uçakta da yüksek çözünürlüklü kameralar olduğunu, uçakların hizmet haricinde kalmış olsa da imgelerin saklandığını belirten Aşkın, “Öncelikle uçakların helikopterin bulunduğu bölgedeki hareketlerinin tespit edildiği Erzurum Dumlu Radar Mevzi Komutanlığı’ndaki imajlar, keşifle daha evvel belirlenmiş ve belge içerisinde ham olarak mevcuttur. Bunun yepyenilerinin alınması, Gaziantep Softepe Radar Mevzi Komutanlığı ve kapatılmış olan Şarkışla Radar Mevzi Komutanlığı’nın datalarının sağlıklı ve tahrif edilmemiş biçimde alınıp, bunların kıymetlendirilmesi suretiyle sağlıklı bir rapor hazırlanabilecektir. Zira daha evvel Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan gönderilen birtakım bilgi ve evrakların tahrif edilmiş ve değiştirilmiş olduğu belge içerisindeki dokümanlarla sabittir. Bu ve gibisi yanılgılı değerlendirmeler, yanlışlı görüşlerle ve eksik görüşlerle hazırlanacak her türlü eksper raporu eksiktir, kusurludur. Buna dayalı verilecek karar da yanlışlı olacaktır” diye konuştu.
‘EKSİKLERİN GİDERİLMESİNİ BEKLİYORUZ’
Evraktaki eksiklerin giderilmesini talep ettiklerini belirten Aşkın, “Bir diğer talebimiz de uçakların kendi kamera sistemlerindeki imajların incelenmesi. Bunların da kesinlikle incelenmesi gerekiyor zira uçaklar artık hizmetten alınmış dahi olsa bu radar ve kamera kayıtlarının sabit olarak saklandığını biliyoruz. Şarkışla Radar Mevzi Komutanlığı da çabucak olayın gerisinden kapatılmış dahi burada bir hava kazası olduğu için bunun da süresiz bir biçimde saklandığını biliyoruz. Bunlar yapılmadan hazırlanacak her türlü eksper raporu eksik kalacaktır, yanlış olacaktır ve bu uzman raporuna dayalı olarak yapılacak her türlü süreç de eksik ve yanlışlı olacaktır zira yanlış bilgilerden gerçek sonuca ulaşılması mümkün değildir. Bu eksikliklerin giderilmesi bekliyoruz ve talep ettik. Bu eksiklikler giderilmeden verilecek her türlü raporun tartışmaya ve şaibeye açık olacağını bir sefer daha belirtmekte yarar görüyoruz” dedi.
‘ARAÇLARDAKİ MANZARA KAYITLARININ TEMİNİ GEREKİYOR’
Dilekçede, üst seviye bakılırsavlilerin yargılandığı davada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın mütalaasında yer alan 81 sayfalık ekte, “Bahse mevzu el kamerası ile çekildiği anlaşılan ham bilgi kayıtları üzerinden yapılan incelemede; Merzifon 152. Filo Üs Komutanlığı’ndan MJ524 mod uçaklar, tek kol iki uçak (cod-2 7060) olmak üzere Erhaç’a yanlışsız yola çıktıları, Malatya Erhaç’tan HH721 mod tek uçağı (kod:1612’yi) alarak üst üste uçuşunda TC-HEK helikopterin rotasına yanlışsız ilerledikleri, HH721 modlu uçağın 21400 fitle MJ524’lerle alt alta üst üste kol uçuşu yaptığı görülmektedir” tabirlerinin yer aldığı belirtilerek, “Olay günü olay mahallinde bulunan HH721, MJ524, HK046 kodlu hava araçlarında yüksek çözünürlüklü birden çok kamera sistemi bulunduğu, kamera sistemiyle uçuş güzergahlarının manzaralarının kaydedildiği bilinmektedir. Kaydedilen bu imajlar ile de askeri jetlerin helikopterin tesir alanına girip girmedikleri emsalsiz imaj kayıtlarıyla da tespit edileceği bir vakıadır. Bu niçinle bu araçlardaki manzara kayıtlarının temini gerekmektedir” denildi.
‘KARBONMONOKSİT’ TEZİ İÇİN DE TALEP
Talepte ayrıyeten hava araçlarının kendi radar sistemleri olduğu ve bu radarın kara radarlarının görmediği alanları fazlaca rahatlıkla bakılırsabilme yeteneğine sahip olduğu, ölenlerin bedenlerinde yüksek ölçüde karbonmonoksit olduğu kaydedilerek, şu biçimde denildi:
“Karbonmonoksit savının netleştirilmesi bakımından ‘metilklorit’ ismindeki hususun oksijenle teması halinde etrafını zehirleme kabiliyetinin olup olmadığı, bu zehirlemenin karbonmonoksit bulgusu bırakıp bırakmadığı, helikopterin içerisine metil klorür bırakılarak bunun oksijenle temasının sağlanması suretiyle kabin içerisinde karbonmonoksit bulgusunun oluşturulma ihtimali konusunda uzman eksper marifetiyle değerlendirilme yapılmasını talep ediyoruz.”
‘RADAR KAYITLARINDA TAHRİFAT YAPILDI’
Ölenlerin yakınları, Erzurum Dumlu Radar Mevzi Komutanlığı’nda 14 Şubat 2014’te yapılan keşifte NATO yazılımı olduğu tez edilen radar kayıtlarının gerçek suretleri keşif heyetine teslim edilmediği, keşif daha sonrası bu kayıtlar üzerinde Hava Kuvvetleri’nin MY modülü üzerinde tahrifat yaparak değiştirildiğinin Hava Kuvvetleri’nde yapılan keşifte tespit edildiği belirtilerek, tahrif edilmiş kayıtların eksper heyetinin incelemesine tek kanıt olarak sunulmaması istendi.
‘BAZI DOKÜMANLARIN TAHRİF EDİLDİĞİ DOSYADA’
Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu’nun avukatı Veysel Aşkın, soruşturma sonunda çıkacak sonucun akıllarda soru işareti bırakmaması için olayın hayli taraflı olarak araştırılması gerektiğini söylemiş oldu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı mütalaasında helikopterin rotasına girerek kol altı uçuş gerçekleştirdiği belirtilen 3 uçakta da yüksek çözünürlüklü kameralar olduğunu, uçakların hizmet haricinde kalmış olsa da imgelerin saklandığını belirten Aşkın, “Öncelikle uçakların helikopterin bulunduğu bölgedeki hareketlerinin tespit edildiği Erzurum Dumlu Radar Mevzi Komutanlığı’ndaki imajlar, keşifle daha evvel belirlenmiş ve belge içerisinde ham olarak mevcuttur. Bunun yepyenilerinin alınması, Gaziantep Softepe Radar Mevzi Komutanlığı ve kapatılmış olan Şarkışla Radar Mevzi Komutanlığı’nın datalarının sağlıklı ve tahrif edilmemiş biçimde alınıp, bunların kıymetlendirilmesi suretiyle sağlıklı bir rapor hazırlanabilecektir. Zira daha evvel Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan gönderilen birtakım bilgi ve evrakların tahrif edilmiş ve değiştirilmiş olduğu belge içerisindeki dokümanlarla sabittir. Bu ve gibisi yanılgılı değerlendirmeler, yanlışlı görüşlerle ve eksik görüşlerle hazırlanacak her türlü eksper raporu eksiktir, kusurludur. Buna dayalı verilecek karar da yanlışlı olacaktır” diye konuştu.
‘EKSİKLERİN GİDERİLMESİNİ BEKLİYORUZ’
Evraktaki eksiklerin giderilmesini talep ettiklerini belirten Aşkın, “Bir diğer talebimiz de uçakların kendi kamera sistemlerindeki imajların incelenmesi. Bunların da kesinlikle incelenmesi gerekiyor zira uçaklar artık hizmetten alınmış dahi olsa bu radar ve kamera kayıtlarının sabit olarak saklandığını biliyoruz. Şarkışla Radar Mevzi Komutanlığı da çabucak olayın gerisinden kapatılmış dahi burada bir hava kazası olduğu için bunun da süresiz bir biçimde saklandığını biliyoruz. Bunlar yapılmadan hazırlanacak her türlü eksper raporu eksik kalacaktır, yanlış olacaktır ve bu uzman raporuna dayalı olarak yapılacak her türlü süreç de eksik ve yanlışlı olacaktır zira yanlış bilgilerden gerçek sonuca ulaşılması mümkün değildir. Bu eksikliklerin giderilmesi bekliyoruz ve talep ettik. Bu eksiklikler giderilmeden verilecek her türlü raporun tartışmaya ve şaibeye açık olacağını bir sefer daha belirtmekte yarar görüyoruz” dedi.