A
admin
Guest
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Heyetinin (BDDK) şikayeti üzerine ortalarında gazeteci ve ekonomistlerin de bulunduğu 33 sanığın “piyasa dolandırıcılığı” hatasından 2’şer yıldan 5’er yıla kadar mahpus cezası istemiyle yargılandıkları dava karara bağlandı.
İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, kimi tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı. Duruşmada BDDK ve Sermaye Piyasası Şurası (SPK) avukatı da hazır bulundu.
Duruşmada beyanda bulunan BDDK avukatı, sanıklar Fercan Yalınkılıç ve Kerim Karakaya’nın Bankacılık Kanunu’nda düzenlenen “itibarın zedelenmesi” cürmünden cezalandırılmasını talep etti.
Müdahil SPK avukatı eski beyanlarını tekrar ettiğini belirtti.
Sanıklar ve avukatları ise beraat talebinde bulundu.
Mahkeme, sanıklar Sedef Kabaş, Merdan Yanardağ, Fercan Yalınkılıç ve Kerim Karakaya’nın da ortalarında bulunduğu 33 sanığın “piyasa dolandırıcılığı” hatasının yasal ögeleri oluşmadığından beraatlerine hükmetti.
– İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede 38 sanığın, Sermaye Piyasası Kanunu 107/2. maddesince düzenlenen “piyasa dolandırıcılığı” cürmünden 2’şer yıldan 5’er yıla kadar mahpus ile cezalandırılması talep edilmişti.
İddianamede, İngilizce yayın yapan bir haber sitesinde 10 Ağustos 2018’de çıkan haberde Türkiye’nin bankacılık sisteminin 2001’den bu yana karşılaştığı en önemli döviz kriziyle karşı karşıya olduğunun açıklandıği kaydedilmişti. Yürütülen soruşturmada haber siteleri haricinde gerçek bireylerce oluşturulan toplumsal medya hesaplarından birebir gayeye hizmet eder nitelikte ataklarda bulunulduğunun belirlendiği anlatılmıştı.
Sanıkların yaptığı paylaşımların bir bütün olarak değerlendirildiği aktarılan iddianamede, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik tertip ve istikrarını amaç alır biçimde sermaye piyasaları ve borsada süreç nazarann firma, kurum ve kuruluşlara ait güvensizliğe yol açan, kaos oluşturacak mahiyette beyan ve açıklamalarda bulunulduğu vurgulanmıştı.
Türkiye’nin iktisadının büsbütün çökeceğine, piyasadaki tüm şirketlerin finansal açıdan faaliyet gösteremeyecek duruma geleceğine ait bilimsel kanıt ve emare olmaksızın temelsiz, aldatıcı paylaşımlar yapıldığı belirtilen iddianamede, bu biçimdelikle piyasalarda güvensizlik oluşturmayı maksat aldıkları öne sürülmüştü.
Sanıkların ülke iktisadına ait toplum nezdinde güvensizlik ortamı oluşturmaya matuf harekette bulundukları, bu biçimdelikle manevi olarak menfaat sağladıkları da kaydedilmişti. İddianamede ayrıyeten sanıkların paylaşımlarda bulunarak kendilerine manevi fayda sağladıkları ve maddi fayda sağlama beklentisi içerisinde olduklarının anlaşıldığı da anlatılmıştı.
Yargılama sürerken birtakım sanıkların dava evraklarının ayrılmasıyla sanık sayısı 33’e düşmüştü.
İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, kimi tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı. Duruşmada BDDK ve Sermaye Piyasası Şurası (SPK) avukatı da hazır bulundu.
Duruşmada beyanda bulunan BDDK avukatı, sanıklar Fercan Yalınkılıç ve Kerim Karakaya’nın Bankacılık Kanunu’nda düzenlenen “itibarın zedelenmesi” cürmünden cezalandırılmasını talep etti.
Müdahil SPK avukatı eski beyanlarını tekrar ettiğini belirtti.
Sanıklar ve avukatları ise beraat talebinde bulundu.
Mahkeme, sanıklar Sedef Kabaş, Merdan Yanardağ, Fercan Yalınkılıç ve Kerim Karakaya’nın da ortalarında bulunduğu 33 sanığın “piyasa dolandırıcılığı” hatasının yasal ögeleri oluşmadığından beraatlerine hükmetti.
– İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede 38 sanığın, Sermaye Piyasası Kanunu 107/2. maddesince düzenlenen “piyasa dolandırıcılığı” cürmünden 2’şer yıldan 5’er yıla kadar mahpus ile cezalandırılması talep edilmişti.
İddianamede, İngilizce yayın yapan bir haber sitesinde 10 Ağustos 2018’de çıkan haberde Türkiye’nin bankacılık sisteminin 2001’den bu yana karşılaştığı en önemli döviz kriziyle karşı karşıya olduğunun açıklandıği kaydedilmişti. Yürütülen soruşturmada haber siteleri haricinde gerçek bireylerce oluşturulan toplumsal medya hesaplarından birebir gayeye hizmet eder nitelikte ataklarda bulunulduğunun belirlendiği anlatılmıştı.
Sanıkların yaptığı paylaşımların bir bütün olarak değerlendirildiği aktarılan iddianamede, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik tertip ve istikrarını amaç alır biçimde sermaye piyasaları ve borsada süreç nazarann firma, kurum ve kuruluşlara ait güvensizliğe yol açan, kaos oluşturacak mahiyette beyan ve açıklamalarda bulunulduğu vurgulanmıştı.
Türkiye’nin iktisadının büsbütün çökeceğine, piyasadaki tüm şirketlerin finansal açıdan faaliyet gösteremeyecek duruma geleceğine ait bilimsel kanıt ve emare olmaksızın temelsiz, aldatıcı paylaşımlar yapıldığı belirtilen iddianamede, bu biçimdelikle piyasalarda güvensizlik oluşturmayı maksat aldıkları öne sürülmüştü.
Sanıkların ülke iktisadına ait toplum nezdinde güvensizlik ortamı oluşturmaya matuf harekette bulundukları, bu biçimdelikle manevi olarak menfaat sağladıkları da kaydedilmişti. İddianamede ayrıyeten sanıkların paylaşımlarda bulunarak kendilerine manevi fayda sağladıkları ve maddi fayda sağlama beklentisi içerisinde olduklarının anlaşıldığı da anlatılmıştı.
Yargılama sürerken birtakım sanıkların dava evraklarının ayrılmasıyla sanık sayısı 33’e düşmüştü.