A
admin
Guest
Medipol Mega Üniversite Hastanesi açıklamasında görüşlerine yer verilen Abdullah Kansu, astımı tetikleyen en değerli 10 sebebi deklare etti.
Astımın bilhassa yenidenlayıcı, gece ve sabaha karşı ortaya çıkan, alerjen unsurlar ve çevresel maruziyetlerden etkilenerek, mevsimsel bir durum olduğunu belirten Kansu, viral enfeksiyonlar, polenler, ruhsal durum, paklık unsurları, kokular ve spreyler, konut ve işyerinde tozlu-tüylü eşyaların oluşturduğu ortam kirliliği, tütün eserleri, temizlenmemiş klimalar ve hava kirliliği, yemek buharı ve beslenme düzensizliklerinin astımı tetikleyen faktörler olduğunu tabir etti.
Kansu, bilhassa ilkbahar aylarında astım atağında artış yaşandığını ve tedavi edilmesi gerektiğini bildirdi.
Mevsim değişikliklerinde çevresel ısı farklılaşmaları devirlerinde daha ağır gözlenen viral enfeksiyon etkenlerinin astım tanısı almış hastalarda ataklara niye olduğunun altını çizen Kansu, şunları kaydetti:
“Astım ataklarına kadar gidebilen epeyce gürültülü klinik durumlara niye olabilir. Üst teneffüs yolları enfeksiyonu şikayetleriyle başlayan, yaygın gribal bulgularla (burun akıntısı, kas ağrısı, yaygın halsizlik) seyredebilen hatta pnömoni gelişmenini kolaylaştıran bu durumlarda astım hastalarının mevcut klinik durumlarından daha makûs bir hale gelebilecekleri unutulmamalı ve erken devirde göğüs hastalıkları tarafınca değerlendirilmelidir. Kronik hastalıklarla takibi olanların bu devirlerde aşılamalar açısından tabipleri tarafınca yönlendirilmelidir.
Bilhassa alerjik şikayetleri ön planda olan, alerjik rinit tanısı ile de takip altında olan hasta kümelerinde bu polenler nefes darlığı, öksürük, hapşırık, gözlerde yanma-kaşıntı, burunda akıntıya sebep olabilir. Ağaçlardan yayılan tüylü-lifli polenler, çiçek aromaları, çiçek tozları, ot ve çimen ile temas azaltılmalıdır. Havada uçuşarak yayılabilen dış ortamdaki bu polenlerin konut ve çalışma ortamından uzak tutulması için havalandırmada kullanılan pencerelerde sineklik üzere bir tedbirin alınması da tesirlidir. Bu periyotlarda hastalarımızın gerekli olmadıkça dış ortamda ve ağır olarak maruz kalacakları yeşil alanlarda bulunmamaları ya da maske takmaları gerekir. Ayrıyeten göğüs hastalıkları kliniklerinde yapılan alerji testleri ile hangi etkenlere karşı hassasiyetlerinin olduğu saptayabiliyor ve buna yönelik olarak tedavilerini de düzenleyebiliyoruz.”
– “Bakımı yapılmamış klimalar astım hastaları için risk oluşturuyor”
Meskende ağır bir paklık daha sonrası nefes darlığı yaşayan hastaların olduğunu belirten Kansu, “Çamaşır suları, yumuşatıcılar, deterjanların yanlış kullanması, fazlaca ölçüde ve karıştırılarak kullanılması önemli bronşial daralmalara hasarlara niçiniyet vererek ağır bakımda takip edilen hastalar bile olabiliyor. Bu sebeple paklık yaparken pek dikkatli olmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.
Kansu, alerjik şikayeti olan hastaların halı, kilim, perde, tüylü yünlü yastık yorgan seçimine itina göstermeleri gerektiğini aktararak, şu sözleri kullandı:
Bakımı yapılmamış, filtresiz ya da filtresi nizamlı değiştirilmemiş klimalar astım hastaları için risk oluşturuyor. Bu risk alerjenler polenler kadar enfeksiyon hastalıkları açısında da tabloyu kötüleştirmektedir. Yalnızca kendi konutumuzda ya da işyerinde değil tatil için konakladığımız otellerde tesislerde de (lejyoner hastalığı) karşımıza çıkmaktadır. Bu aygıtların, havalandırma sistemlerinin servislerce tertipli bakımı birinci alınacak tedbir olmalıdır.”
Yemek buharı ve mutfakta kullanılan kimi mamüllerin astımı harekete geçireceğini vurgulayan Kansu, “Evlerimizin mimarisi, dış etraf ile olan bağı havalandırılması bilhassa mutfakta yemek pişirilirken kullanılan ocak, fırın, sıcaklık tesiri, buhar, yağlar baharat karışımları astım semptomu olan hastalarımızda bronşial hassasiyeti arttırabilir. Bu şahıslar artan nefes darlığı, öksürük, balgam şikayetleri ile tabibe müracaat ediyorlar. Bu tıp meslek kümesi şahıslarda de periyot dönem emsal durumlar oluşabilir. Doğalgaz-kombi, ocak, fırın bakımları, havalandırmanın gözetilmesi, aspiratör kullanması öneriyoruz.” sözlerini kullandı.
Astımın bilhassa yenidenlayıcı, gece ve sabaha karşı ortaya çıkan, alerjen unsurlar ve çevresel maruziyetlerden etkilenerek, mevsimsel bir durum olduğunu belirten Kansu, viral enfeksiyonlar, polenler, ruhsal durum, paklık unsurları, kokular ve spreyler, konut ve işyerinde tozlu-tüylü eşyaların oluşturduğu ortam kirliliği, tütün eserleri, temizlenmemiş klimalar ve hava kirliliği, yemek buharı ve beslenme düzensizliklerinin astımı tetikleyen faktörler olduğunu tabir etti.
Kansu, bilhassa ilkbahar aylarında astım atağında artış yaşandığını ve tedavi edilmesi gerektiğini bildirdi.
Mevsim değişikliklerinde çevresel ısı farklılaşmaları devirlerinde daha ağır gözlenen viral enfeksiyon etkenlerinin astım tanısı almış hastalarda ataklara niye olduğunun altını çizen Kansu, şunları kaydetti:
“Astım ataklarına kadar gidebilen epeyce gürültülü klinik durumlara niye olabilir. Üst teneffüs yolları enfeksiyonu şikayetleriyle başlayan, yaygın gribal bulgularla (burun akıntısı, kas ağrısı, yaygın halsizlik) seyredebilen hatta pnömoni gelişmenini kolaylaştıran bu durumlarda astım hastalarının mevcut klinik durumlarından daha makûs bir hale gelebilecekleri unutulmamalı ve erken devirde göğüs hastalıkları tarafınca değerlendirilmelidir. Kronik hastalıklarla takibi olanların bu devirlerde aşılamalar açısından tabipleri tarafınca yönlendirilmelidir.
Bilhassa alerjik şikayetleri ön planda olan, alerjik rinit tanısı ile de takip altında olan hasta kümelerinde bu polenler nefes darlığı, öksürük, hapşırık, gözlerde yanma-kaşıntı, burunda akıntıya sebep olabilir. Ağaçlardan yayılan tüylü-lifli polenler, çiçek aromaları, çiçek tozları, ot ve çimen ile temas azaltılmalıdır. Havada uçuşarak yayılabilen dış ortamdaki bu polenlerin konut ve çalışma ortamından uzak tutulması için havalandırmada kullanılan pencerelerde sineklik üzere bir tedbirin alınması da tesirlidir. Bu periyotlarda hastalarımızın gerekli olmadıkça dış ortamda ve ağır olarak maruz kalacakları yeşil alanlarda bulunmamaları ya da maske takmaları gerekir. Ayrıyeten göğüs hastalıkları kliniklerinde yapılan alerji testleri ile hangi etkenlere karşı hassasiyetlerinin olduğu saptayabiliyor ve buna yönelik olarak tedavilerini de düzenleyebiliyoruz.”
– “Bakımı yapılmamış klimalar astım hastaları için risk oluşturuyor”
Meskende ağır bir paklık daha sonrası nefes darlığı yaşayan hastaların olduğunu belirten Kansu, “Çamaşır suları, yumuşatıcılar, deterjanların yanlış kullanması, fazlaca ölçüde ve karıştırılarak kullanılması önemli bronşial daralmalara hasarlara niçiniyet vererek ağır bakımda takip edilen hastalar bile olabiliyor. Bu sebeple paklık yaparken pek dikkatli olmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.
Kansu, alerjik şikayeti olan hastaların halı, kilim, perde, tüylü yünlü yastık yorgan seçimine itina göstermeleri gerektiğini aktararak, şu sözleri kullandı:
Bakımı yapılmamış, filtresiz ya da filtresi nizamlı değiştirilmemiş klimalar astım hastaları için risk oluşturuyor. Bu risk alerjenler polenler kadar enfeksiyon hastalıkları açısında da tabloyu kötüleştirmektedir. Yalnızca kendi konutumuzda ya da işyerinde değil tatil için konakladığımız otellerde tesislerde de (lejyoner hastalığı) karşımıza çıkmaktadır. Bu aygıtların, havalandırma sistemlerinin servislerce tertipli bakımı birinci alınacak tedbir olmalıdır.”
Yemek buharı ve mutfakta kullanılan kimi mamüllerin astımı harekete geçireceğini vurgulayan Kansu, “Evlerimizin mimarisi, dış etraf ile olan bağı havalandırılması bilhassa mutfakta yemek pişirilirken kullanılan ocak, fırın, sıcaklık tesiri, buhar, yağlar baharat karışımları astım semptomu olan hastalarımızda bronşial hassasiyeti arttırabilir. Bu şahıslar artan nefes darlığı, öksürük, balgam şikayetleri ile tabibe müracaat ediyorlar. Bu tıp meslek kümesi şahıslarda de periyot dönem emsal durumlar oluşabilir. Doğalgaz-kombi, ocak, fırın bakımları, havalandırmanın gözetilmesi, aspiratör kullanması öneriyoruz.” sözlerini kullandı.