A
admin
Guest
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) iltisakı niçiniyle öğretmenlikten ihraç edilen ve 6 yıl 10 ay mahpus cezasının nihaileşmesinin akabinde örgütsel bağını devam ettirdiği belirlenen Ahmet Taşdemir hakkında yeni dava açıldı.
Ümraniye Meslek Lisesinde öğretmenlik yaptığı esnada, FETÖ ile irtibatı olduğu sebebi öne sürülerek hakkında Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılan Ahmet Taşdemir ihraç edildi.
Taşdemir hakkında yürütülen soruşturma kapsamında, örgütün haberleşme programı olan ByLock’u kullandığı nedeni öne sürülerek ve öteki kanıtlar doğrultusunda “FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak” kabahatinden dava açıldı.
Dava sürecinde suçlamaları kabul etmeyen Taşdemir, ByLock programını kullanmadığını ve birinci sefer darbe teşebbüsünden daha sonra duyduğunu, Bank Asya hesabındaki hareketlerin rutin süreçler olduğunu, Arnavutluk ve Bosna’ya gidişinin yüksek lisans teziyle ilgili olduğunu savundu.
Belgeyi karara bağlayan Sakarya 5. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığa “silahlı terör örgütüne üye olmak” hatasından 6 yıl 10 ay 15 gün mahpus cezası verdi.
– Gerekçeli kararda “Sanığın kasta dayalı kusuru ağır” vurgusu
Mahkeme heyeti gerekçeli sonucunda, sanığın öğretmenken KHK ile ihraç edildiğini ve örgütün saklı haberleşme programı olan ByLock’un kendisi tarafınca kullanılan iki cep telefonu çizgisi üzerinde de tespit edildiğini kaydetti.
Gerekçeli kararda, sanığın suçlamaları kabul etmeyen savunmalarına rağmen, ByLock yazışmalarında örgüt için çalışmalara etkin bir biçimde katıldığı ve kasta dayalı kusurunun ağır olduğu açıklandı.
– “Yeni bir örgüt üyeliği kabahati oluştu”
Mahpus cezası verilen Taşdemir hakkında, davasının karara bağlanmasının akabinde hareketlerine devam ettiği sebebi öne sürülerek yeni bir soruşturma başlatıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında, Taşdemir’in konutunda arama yapıldı ve dijital gereçlere el konuldu.
Ele geçirilen dijital malzemeler üzerinde yapılan incelemede, sanığın telefonunda örgüt üyelerinin haberleşmek için kullandığı Falcon uygulamasının bulunduğu, örgütsel bildiriler ve örgütün para trafiği ile ilgili kanıtların mahkumiyeti daha sonrasında meydana geldiği tespit edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Taşdemir hakkında 20 Mart 2018’de ceza verildiği ve bu cezanın istinaf incelemesi kararında, 18 Eylül 2018’de mutlaklaştığı hatırlatıldı.
Sanığın konutunda yapılan aramalarda toplanan kanıtların, mahpus cezasının nihaileşmesinin akabinde aksiyonlarına devam ettiğini gösterdiğine işaret edilen iddianamede, Taşdemir’in aksiyonlarının yeni bir “örgüt üyeliği” cürmünü oluşturduğu aktarıldı.
– “Örgütün gaybubet meskenlerinde kaldı”
İddianamede, sanık Taşdemir’in kelam konusu telefonun kendisine ilişkin olmadığını ve emniyette ortaya çıktığını söylemiş olduği fakat el koyma tutanaklarının metot ve yasaya uygun olduğu tabir edildi.
Sanığın suçlamaları kabul etmediğinin açıklandıği iddianamede, terör örgütünün “gaybubet” olarak isimlendirilen hücre meskenlerinde kalan ve iletileşme içeriklerinden örgütün para transferine ait faaliyetlerine devam ettiği anlaşılan sanığın konutunda yapılan aramalarda ele geçirilen paraların da bu durumu desteklediği bilgisine yer verildi.
İddianamede, sanığın karar almasına karşın aksiyonlarına devam etmesinin örgüte sadakat ve bağlılığını gösterdiğine dikkat çekildi.
Sanığın “silahlı terör örgütüne üye olmak” hatasından 7,5 yıldan 15 yıla kadar mahpusla cezalandırılmasının istendiği iddianame, İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Ümraniye Meslek Lisesinde öğretmenlik yaptığı esnada, FETÖ ile irtibatı olduğu sebebi öne sürülerek hakkında Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılan Ahmet Taşdemir ihraç edildi.
Taşdemir hakkında yürütülen soruşturma kapsamında, örgütün haberleşme programı olan ByLock’u kullandığı nedeni öne sürülerek ve öteki kanıtlar doğrultusunda “FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak” kabahatinden dava açıldı.
Dava sürecinde suçlamaları kabul etmeyen Taşdemir, ByLock programını kullanmadığını ve birinci sefer darbe teşebbüsünden daha sonra duyduğunu, Bank Asya hesabındaki hareketlerin rutin süreçler olduğunu, Arnavutluk ve Bosna’ya gidişinin yüksek lisans teziyle ilgili olduğunu savundu.
Belgeyi karara bağlayan Sakarya 5. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığa “silahlı terör örgütüne üye olmak” hatasından 6 yıl 10 ay 15 gün mahpus cezası verdi.
– Gerekçeli kararda “Sanığın kasta dayalı kusuru ağır” vurgusu
Mahkeme heyeti gerekçeli sonucunda, sanığın öğretmenken KHK ile ihraç edildiğini ve örgütün saklı haberleşme programı olan ByLock’un kendisi tarafınca kullanılan iki cep telefonu çizgisi üzerinde de tespit edildiğini kaydetti.
Gerekçeli kararda, sanığın suçlamaları kabul etmeyen savunmalarına rağmen, ByLock yazışmalarında örgüt için çalışmalara etkin bir biçimde katıldığı ve kasta dayalı kusurunun ağır olduğu açıklandı.
– “Yeni bir örgüt üyeliği kabahati oluştu”
Mahpus cezası verilen Taşdemir hakkında, davasının karara bağlanmasının akabinde hareketlerine devam ettiği sebebi öne sürülerek yeni bir soruşturma başlatıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında, Taşdemir’in konutunda arama yapıldı ve dijital gereçlere el konuldu.
Ele geçirilen dijital malzemeler üzerinde yapılan incelemede, sanığın telefonunda örgüt üyelerinin haberleşmek için kullandığı Falcon uygulamasının bulunduğu, örgütsel bildiriler ve örgütün para trafiği ile ilgili kanıtların mahkumiyeti daha sonrasında meydana geldiği tespit edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Taşdemir hakkında 20 Mart 2018’de ceza verildiği ve bu cezanın istinaf incelemesi kararında, 18 Eylül 2018’de mutlaklaştığı hatırlatıldı.
Sanığın konutunda yapılan aramalarda toplanan kanıtların, mahpus cezasının nihaileşmesinin akabinde aksiyonlarına devam ettiğini gösterdiğine işaret edilen iddianamede, Taşdemir’in aksiyonlarının yeni bir “örgüt üyeliği” cürmünü oluşturduğu aktarıldı.
– “Örgütün gaybubet meskenlerinde kaldı”
İddianamede, sanık Taşdemir’in kelam konusu telefonun kendisine ilişkin olmadığını ve emniyette ortaya çıktığını söylemiş olduği fakat el koyma tutanaklarının metot ve yasaya uygun olduğu tabir edildi.
Sanığın suçlamaları kabul etmediğinin açıklandıği iddianamede, terör örgütünün “gaybubet” olarak isimlendirilen hücre meskenlerinde kalan ve iletileşme içeriklerinden örgütün para transferine ait faaliyetlerine devam ettiği anlaşılan sanığın konutunda yapılan aramalarda ele geçirilen paraların da bu durumu desteklediği bilgisine yer verildi.
İddianamede, sanığın karar almasına karşın aksiyonlarına devam etmesinin örgüte sadakat ve bağlılığını gösterdiğine dikkat çekildi.
Sanığın “silahlı terör örgütüne üye olmak” hatasından 7,5 yıldan 15 yıla kadar mahpusla cezalandırılmasının istendiği iddianame, İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.