DeSouza
New member
MERT İNAN İstanbul – Vje Uje Uje Üniversitesi’nden bilim insanları, 22 bağışçıdan kan örneklerini tahlil ettikten daha sonra, 17 örnekte plastik parçacıkları buldu. Halk sıhhati açısından risk taşıyan bu durumla ilgili Milliyet’e konuşan Yeditepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Geoteknik Anabilim Kısmı öğretim üyeleri Prof. Dr. Mehmet Murat Monkul ve Doç. Dr. Hakkı Oral Özhan, 2021 yılında Türkiye’de çıkan yıllık plastik atık ölçüsünün yaklaşık 5 milyon 600 bin ton olduğuna dikkat çekerek, “Bu ölçü Türkiye’yi dünya genelinde en çok plastik atık üreten dokuzuncu ülke pozisyonuna sokuyor” ihtarında bulundular. Türkiye’nin topraklarında mikroplastik kirlenme ve bölgesel risk dağılımı konusunda telaşlı olduklarını söyleyen Doç. Dr. Özhan, “Endüstriyel tarım faaliyetlerinin ağırlaştığı bölgelerde, topraktaki mikroplastik kirliliği ölçümlenmeli. Bir bölgenin plastik atık üretme ve depolama potansiyeli ne kadar fazla ise o bölgenin gerek toprak gerek, su kaynaklarında mikroplastik kirlenme riski o kadar fazladır. Türkiye’nin yıllık plastik atık ölçüsü, etraf kirliliği ve canlı sıhhati bakımından pek düşündürücü boyutta” dedi.
Kamuoyunun durumun ciddiyetinin farkında olmadığını belirten Prof. Dr. Monkul ise, “Karbon ayak izimizi azaltmaya çalıştığımız kadar plastik ayak izimizi azaltmaya çalışmıyoruz. Dünyada plastik atıkların yaklaşık yüzde 79’unun katı atık depolama alanlarına atılmasından olduğunu düşünürsek Türkiye’de de plastik atıkların birçok bu alanlarda toplaniyor ve vakit içinde mikroplastiklere dönüşmesi ve tabiata karışması kelam konusu” dedi.
Istırap verici tablo
Geçtiğimiz günlerde Polymers isimli memleketler arası mecmuada geoteknik mühendisliği ve topraklardaki mikroplastik kirlenmesine ait makale yayınlayan iki bilim insanı, yurt haricinden gelen çöplerin Adana’da yarattığı tesire de değinerek şunları söylemiş olduler: “Adana üzüntü verici bir tablo var. İthal plastik atık ve çöplerin depolandığı ve yakıldığı 5 farklı alandan alınan toprak, kül, su ve ırmak taban tarama yeri numunelerinde, bilhassa yakım kaynaklı fazlaca çeşitli zehirli kimyasallar tespit edildi. Su kaynaklarında mikroplastik kirlenmesi ile birfazlaca hayvanın da sıhhati tehdit altında.”
Kamuoyunun durumun ciddiyetinin farkında olmadığını belirten Prof. Dr. Monkul ise, “Karbon ayak izimizi azaltmaya çalıştığımız kadar plastik ayak izimizi azaltmaya çalışmıyoruz. Dünyada plastik atıkların yaklaşık yüzde 79’unun katı atık depolama alanlarına atılmasından olduğunu düşünürsek Türkiye’de de plastik atıkların birçok bu alanlarda toplaniyor ve vakit içinde mikroplastiklere dönüşmesi ve tabiata karışması kelam konusu” dedi.
Istırap verici tablo
Geçtiğimiz günlerde Polymers isimli memleketler arası mecmuada geoteknik mühendisliği ve topraklardaki mikroplastik kirlenmesine ait makale yayınlayan iki bilim insanı, yurt haricinden gelen çöplerin Adana’da yarattığı tesire de değinerek şunları söylemiş olduler: “Adana üzüntü verici bir tablo var. İthal plastik atık ve çöplerin depolandığı ve yakıldığı 5 farklı alandan alınan toprak, kül, su ve ırmak taban tarama yeri numunelerinde, bilhassa yakım kaynaklı fazlaca çeşitli zehirli kimyasallar tespit edildi. Su kaynaklarında mikroplastik kirlenmesi ile birfazlaca hayvanın da sıhhati tehdit altında.”