DeSouza
New member
Harry Potter sinemalarından tanıdığımız 30 yaşındaki oyuncu Emma Watson ile 95 yaşındaki İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in ortak yanlarından biri de çantalarında tıpkı marka ve birebir model dolmakalemi bulunduruyor ve kullanıyor olmaları. İkisi de farklı periyotların insanları olmalarına karşın birebir zevki yani Parker 51’i paylaşıyor.
Dolmakalem tıpkı saat üzere jenerasyonları bir ortaya getiren bir zevk. Bende de bir tane vardı lakin hayatımda en epeyce Parker 51’i koleksiyoncu Tamer Tellikurşun ile Mürekkepbalığı mecmuası için konutunda yaptığım röportaj sırasında görmüştüm. niye bu kadar çeşit olduğunu sorduğumda Tamer Beyefendi; “Parker 51; Fransa, Kanada, İngiltere ve ABD’de fazlaca sayıda, renkte ve çeşitte üretildiğinden koleksiyoncular için başka bir cazipliği vardır ve hayranları oldukçatur” demişti.
Ben de çabucak Parker’ın tarihçesine bakmıştım: Öykü dolmakalemin icat edildiği 19. yüzyılda başlıyor. Rumen mucit Petrache Poenaru birinci dolmakalemin patentini 1827’de almış. Başlangıçta epey ilgi görmese de 1850’lerde tanınan olan dolmakalemin birinci seri üretimi 1880’lerde Waterman markasıyla gerçekleştirildi. Ancak birinci el üretimi dolmakalemler doğal olarak biraz sıkıntılıydı hem az mürekkep alıyor tıpkı vakitte mürekkep akıtıyorlardı. Amerikalı George Safford Parker da öğrencilerinin kalemlerini tamir ederken bu mevzuya baş yordu. Piyasada mürekkep sızdırmayan bir kalem bulamayan Parker kendine mahsus teknik tahliller buldu ve 1888’de kendi şirketini kurdu. Akabinde 1889’da patentli birinci mürekkep sızdırmayan dolmakalemi üretti ve günümüze kadar gelen bir markanın temellerini attı. Duofold isimli model 1921’de çıktı ve büyük ilgi gördü lakin markaya asıl ününü kazandıran karizmatik ve ikonik Parker 51 oldu.
Parker 51, birinci sefer 1941’de (II. Dünya Savaşı sürerken) piyasaya çıktı ve tarihin en hayli satılan mürekkep hazneli kalemlerinden birisi oldu. Daha evvel örneği görülmemiş bir biçimde kalemin ucu kapüşonluydu yani açıkta değildi. Ayrıyeten fazlaca sağlamdı, kolay kolay bozulmuyordu. En değerlisi de uzun mühlet bir kenarda kalsa bile mürekkep kurumuyor bıraktığı yerden yazmaya devam ediyordu. Talep kısa vakitte üretimi aştı, yeni fabrikalar açıldı.
Parker 51 modeline niye “51” dendiğini merak edenler olabilir: Bu model için yapılan araştırma ve geliştirme sürecinin şirketin 51. yılında (1888 – 1939) tamamlanması niçiniyle bu isim verilmişti. Kurucunun oğlu Kenneth Parker, uçaklara düşkündü. Ödüllü Parker 51 tasarımı da uçakların aerodinamik yapısından ilham almıştı. Üretim 1970’lerin başında resmen durdurulduysa da tümüyle bırakılmadı bir süre daha devam etti.
yıllar daha sonra 2002’de efsanevi Parker 51 iki farklı koleksiyonla (biri altın oburu çelik uçlu) bir daha hayata döndü. İsmine kulüpler kuran, internet siteleri açan Parker 51 meraklısı koleksiyoncular ise eski modelleri aramaya devam ediyor.
“Mürekkep Lekesi”
Jaguar Kitap küçük lakin tutkulu okurlardan, memleketimizin en güzel mütercimlerinden ve işini bilen editörlerden oluşan sağlam bir yayınevi. Çağdaş Rus edebiyatını merak eden yazı kültürü meraklıları Mihail Şişkin’in yazdığı “Mürekkep Lekesi”nde fazlaca şey bulacaklar. “Güzel Yazı Dersi” isimli birinci hikaye, kalemlere düşkün olanlar için biçilmiş kaftan lakin bilhassa kitaba ismini veren hikaye fazlaca etkileyici.
Waterman Absolute Brown
Yıl 2010. Yazı araç gereçlerine olan merakım beni bir blog tutmaya kadar götürmüştü. O günlerde maviden ve siyahtan bıkmıştım, en sevdiğim mürekkep kahverengiydi. (daha sonradan Doğan Hızlan’ın bir yazısından öğrendim Onk Ajans’ın kurucusu merhum Osman N. Karaca da kahverengi mürekkep tutkunuymuş, diğer bir renk kullanmazmış.) ben de günlerce arayıp Waterman Havana isimli mürekkebi bulmuş, öbür kahverengi aramaz olmuştum. Mürekkep kahverengiydi lakin tıpkı Georg Trakl’ın şiirlerinde kelamını ettiği kızıl-kahverengi akşamları hatırlatıyordu. yıllar daha sonra Waterman bu serideki mürekkepleri “absolute” (mutlak) ismini verdiği yeni bir seriyle değiştirdi. Yeni kahverengi fazlaca saf bir kahverengi, epey da hoş ve her zamanki üzere eksiksiz.
Kraliçe Arı’nın Defteri: Sloane Queen Bee
A4, A5 ve cep boyutlarında üretilen bu el imali defter söz oyunlu bir sloganla satılıyor: “Vezirin (Queen) satranç tahtasındaki en pahalı taş olmasının bir sebebi var.” Defter krem renkli, çizgisiz kağıda sahip.
Dolmakalem tıpkı saat üzere jenerasyonları bir ortaya getiren bir zevk. Bende de bir tane vardı lakin hayatımda en epeyce Parker 51’i koleksiyoncu Tamer Tellikurşun ile Mürekkepbalığı mecmuası için konutunda yaptığım röportaj sırasında görmüştüm. niye bu kadar çeşit olduğunu sorduğumda Tamer Beyefendi; “Parker 51; Fransa, Kanada, İngiltere ve ABD’de fazlaca sayıda, renkte ve çeşitte üretildiğinden koleksiyoncular için başka bir cazipliği vardır ve hayranları oldukçatur” demişti.
Ben de çabucak Parker’ın tarihçesine bakmıştım: Öykü dolmakalemin icat edildiği 19. yüzyılda başlıyor. Rumen mucit Petrache Poenaru birinci dolmakalemin patentini 1827’de almış. Başlangıçta epey ilgi görmese de 1850’lerde tanınan olan dolmakalemin birinci seri üretimi 1880’lerde Waterman markasıyla gerçekleştirildi. Ancak birinci el üretimi dolmakalemler doğal olarak biraz sıkıntılıydı hem az mürekkep alıyor tıpkı vakitte mürekkep akıtıyorlardı. Amerikalı George Safford Parker da öğrencilerinin kalemlerini tamir ederken bu mevzuya baş yordu. Piyasada mürekkep sızdırmayan bir kalem bulamayan Parker kendine mahsus teknik tahliller buldu ve 1888’de kendi şirketini kurdu. Akabinde 1889’da patentli birinci mürekkep sızdırmayan dolmakalemi üretti ve günümüze kadar gelen bir markanın temellerini attı. Duofold isimli model 1921’de çıktı ve büyük ilgi gördü lakin markaya asıl ününü kazandıran karizmatik ve ikonik Parker 51 oldu.
Parker 51, birinci sefer 1941’de (II. Dünya Savaşı sürerken) piyasaya çıktı ve tarihin en hayli satılan mürekkep hazneli kalemlerinden birisi oldu. Daha evvel örneği görülmemiş bir biçimde kalemin ucu kapüşonluydu yani açıkta değildi. Ayrıyeten fazlaca sağlamdı, kolay kolay bozulmuyordu. En değerlisi de uzun mühlet bir kenarda kalsa bile mürekkep kurumuyor bıraktığı yerden yazmaya devam ediyordu. Talep kısa vakitte üretimi aştı, yeni fabrikalar açıldı.
Parker 51 modeline niye “51” dendiğini merak edenler olabilir: Bu model için yapılan araştırma ve geliştirme sürecinin şirketin 51. yılında (1888 – 1939) tamamlanması niçiniyle bu isim verilmişti. Kurucunun oğlu Kenneth Parker, uçaklara düşkündü. Ödüllü Parker 51 tasarımı da uçakların aerodinamik yapısından ilham almıştı. Üretim 1970’lerin başında resmen durdurulduysa da tümüyle bırakılmadı bir süre daha devam etti.
yıllar daha sonra 2002’de efsanevi Parker 51 iki farklı koleksiyonla (biri altın oburu çelik uçlu) bir daha hayata döndü. İsmine kulüpler kuran, internet siteleri açan Parker 51 meraklısı koleksiyoncular ise eski modelleri aramaya devam ediyor.
“Mürekkep Lekesi”
Jaguar Kitap küçük lakin tutkulu okurlardan, memleketimizin en güzel mütercimlerinden ve işini bilen editörlerden oluşan sağlam bir yayınevi. Çağdaş Rus edebiyatını merak eden yazı kültürü meraklıları Mihail Şişkin’in yazdığı “Mürekkep Lekesi”nde fazlaca şey bulacaklar. “Güzel Yazı Dersi” isimli birinci hikaye, kalemlere düşkün olanlar için biçilmiş kaftan lakin bilhassa kitaba ismini veren hikaye fazlaca etkileyici.
Waterman Absolute Brown
Yıl 2010. Yazı araç gereçlerine olan merakım beni bir blog tutmaya kadar götürmüştü. O günlerde maviden ve siyahtan bıkmıştım, en sevdiğim mürekkep kahverengiydi. (daha sonradan Doğan Hızlan’ın bir yazısından öğrendim Onk Ajans’ın kurucusu merhum Osman N. Karaca da kahverengi mürekkep tutkunuymuş, diğer bir renk kullanmazmış.) ben de günlerce arayıp Waterman Havana isimli mürekkebi bulmuş, öbür kahverengi aramaz olmuştum. Mürekkep kahverengiydi lakin tıpkı Georg Trakl’ın şiirlerinde kelamını ettiği kızıl-kahverengi akşamları hatırlatıyordu. yıllar daha sonra Waterman bu serideki mürekkepleri “absolute” (mutlak) ismini verdiği yeni bir seriyle değiştirdi. Yeni kahverengi fazlaca saf bir kahverengi, epey da hoş ve her zamanki üzere eksiksiz.
Kraliçe Arı’nın Defteri: Sloane Queen Bee
A4, A5 ve cep boyutlarında üretilen bu el imali defter söz oyunlu bir sloganla satılıyor: “Vezirin (Queen) satranç tahtasındaki en pahalı taş olmasının bir sebebi var.” Defter krem renkli, çizgisiz kağıda sahip.