DeSouza
New member
MERT İNAN İstanbul – AB Cascades projesi tarafınca hazırlanan “Dicle ve Fırat Havzası İçin İklim Değişikliği ve Su Raporu” başlıklı araştırmada gelecek periyoda ait çarpıcı tespitlere yer verildi. Biroldukça uzmanın katkı verdiği ve iki yıllık bir çalışma kararında hazırlanan raporda, global iklim değişikliğine bağlı olarak Fırat-Dicle havzasında bulunan Türkiye, Suriye, Irak içinde su paylaşımı niçiniyle çatışma yaşanabileceğine dikkat çekildi. Raporda, global ısınmanın havzadaki ziraî üretim, iktisat ve toplumsal münasebetler üstündeki zincirleme tesirleri niçiniyle yakın vakitte kuraklığa bağlı iç göç dalgası bile yaşanabileceği vurgulanıyor.
Mahallî şiddet artacak
Dicle ve Fırat Havzasında iklim değişikliğinin su kaynakları üzerinde tesirlerinin ağırlaşarak artacağı ve bunun da iç göçler, yoksulluk, toplumsal huzursuzluk üzere problemleri tetikleyeceğine yer verilen raporda iklim değişikliğinin bilhassa Suriye ve Irak’ta yaşanan su problemlerini daha karmaşık hale getireceği de vurgulandı.
Raporda, havza ülkelerinde iklimle ilgili su risklerini azaltmadaki başarısızlığın, kırsal nüfusta yoksulluğu, besin güvensizliğini ve işsizliği arttırabileceği ve nihayetinde bugün görülenden daha büyük ölçekte iç göçe yol açabileceği de vurgulanırken, “Kırsal alanlarda artan su kahrı su üstündeki rekabeti arttırarak daha fazla lokal şiddete yol açabilir. Farklı toplumsal kümeler içinde toplumsal tansiyon ve çatışmalar yaşanabileceği üzere kırsaldan kente göçün kentsel su temini üstündeki baskıları arttırabilir” denildi.
‘Avrupa’yı da ilgilendiriyor’
Su Siyasetleri Uzmanı ve Hidropolitik Akademi Lideri Dursun Yıldız ise rapora ait şu değerlendirmeyi yaptı: “Projenin CASCADES araştırma grubu tarafınca geliştirilen kademeli iklim risklerine ait teorik bir çerçevesi var. Çalışmalar biyofiziksel, meteorolojik ve hidrolojik bir bakış açısından iklim değişikliği yaratan tesirlere odaklanıyor. Çalışmada iklim değişikliğinin belirlenen bölgelerde ziraî üretim, iktisat ve toplumsal bağlar üstündeki zincirleme tesirleri ile ülke sonlarının ve bölümlerin ötesine yayılan riskleri de ele alınarak inceleniyor. Aslında Fırat-Dicle havzası üzerinden Avrupa toplumlarının karşı karşıya olduğu sorunlara dikkat çekiliyor. Raporda havza ülkelerinin iklim değişikliğine adaptasyonundaki sonlu ilerlemenin niçininin ülkelerin ahenk stratejisinin eksikliğinden değil çeşitli ekonomik, politik, güvenlik ve kurumsal zorlukların siyaset ıslahatlarını ve teknik uygulamayı engellemesinden kaynaklandığı vurgulanyor” dedi.
Mahallî şiddet artacak
Dicle ve Fırat Havzasında iklim değişikliğinin su kaynakları üzerinde tesirlerinin ağırlaşarak artacağı ve bunun da iç göçler, yoksulluk, toplumsal huzursuzluk üzere problemleri tetikleyeceğine yer verilen raporda iklim değişikliğinin bilhassa Suriye ve Irak’ta yaşanan su problemlerini daha karmaşık hale getireceği de vurgulandı.
Raporda, havza ülkelerinde iklimle ilgili su risklerini azaltmadaki başarısızlığın, kırsal nüfusta yoksulluğu, besin güvensizliğini ve işsizliği arttırabileceği ve nihayetinde bugün görülenden daha büyük ölçekte iç göçe yol açabileceği de vurgulanırken, “Kırsal alanlarda artan su kahrı su üstündeki rekabeti arttırarak daha fazla lokal şiddete yol açabilir. Farklı toplumsal kümeler içinde toplumsal tansiyon ve çatışmalar yaşanabileceği üzere kırsaldan kente göçün kentsel su temini üstündeki baskıları arttırabilir” denildi.
‘Avrupa’yı da ilgilendiriyor’
Su Siyasetleri Uzmanı ve Hidropolitik Akademi Lideri Dursun Yıldız ise rapora ait şu değerlendirmeyi yaptı: “Projenin CASCADES araştırma grubu tarafınca geliştirilen kademeli iklim risklerine ait teorik bir çerçevesi var. Çalışmalar biyofiziksel, meteorolojik ve hidrolojik bir bakış açısından iklim değişikliği yaratan tesirlere odaklanıyor. Çalışmada iklim değişikliğinin belirlenen bölgelerde ziraî üretim, iktisat ve toplumsal bağlar üstündeki zincirleme tesirleri ile ülke sonlarının ve bölümlerin ötesine yayılan riskleri de ele alınarak inceleniyor. Aslında Fırat-Dicle havzası üzerinden Avrupa toplumlarının karşı karşıya olduğu sorunlara dikkat çekiliyor. Raporda havza ülkelerinin iklim değişikliğine adaptasyonundaki sonlu ilerlemenin niçininin ülkelerin ahenk stratejisinin eksikliğinden değil çeşitli ekonomik, politik, güvenlik ve kurumsal zorlukların siyaset ıslahatlarını ve teknik uygulamayı engellemesinden kaynaklandığı vurgulanyor” dedi.