A
admin
Guest
Kalın, İslam İşbirliği Gençlik Forumu (ICYF), Beyoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi ile Beyoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı iş birliğiyle gerçekleştirilen 3. Milletlerarası Model OIC Liseler Doruğu’nda yaptığı konuşmada, dünyanın güç vakit içinderdan geçtiğini söylemiş oldu.
Kalın, “Bu bizim ruhumuzu sıkmamalı, berbat şeyler olağan ki oluyor ancak yola devam etmemiz lazım. Ümitlerimizi canlı tutmamız lazım.” tabirlerini kullandı.
Salondaki iştirakçi gençleri işaret ederek “Gelecek şimdiden burada.” diyen Kalın, şu değerlendirmelerde bulundu:
Savaş hiç bir vakit tahlil getirmez. Kuzeyimizdeki savaş da mevcut dünya sisteminin hastalığını gösteriyor. Bu nizam Soğuk Savaş’ın sonunda ortaya çıktı. hiç bir vakit adalet, eşitlik ve doğruluk getirmedi.”
– “Adaletin olmadığı yerde kaos ve düzensizlik karar sürer”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, savaşta insanların hayatını kaybettiğini ve kentlerin yok olduğunu belirterek, sonunda da ümidin yok olduğunu söylemiş oldu.
Adaletin olmadığı yerde kaos ve düzensizliğin karar süreceğine dikkati çeken Kalın, şunları kaydetti:
“Filistin sıkıntısını ele alacak olursanız, adalet olmadan Kudüs ve Mescid-i Aksa’da sürdürülebilir barış gerçekleşmez. Adalete dayanmayan barış hiç bir vakit pratik ve uygulanabilir olmayacaktır zira ana ögeler eksik olacaktır. Diğer bir çatışmadan bahsedecek olursak Afrika’da, Güney Amerika’da yahut Ukrayna’da adalet olmaksızın sürdürülebilir bir barış olamaz. Her şeyi kendi yerine yerleştirmek için bir anlayış ve şuur olmak zorunda. Biz beşerler olarak bu doğal tertipte nereye aitiz? Bunu hatırlamamız lazım. Adalet de en ulvi tabirlerden birisidir. Adalet, yalnızca toplumsal ve politik bir kavram değildir. Derin metafizik, dini, kozmolojik kökler ve temellere sahiptir. Allah’ın isimlerinden birisi de adildir. Beşerler da adil olmalı. Dünya, adalete bağlı olarak yaratılmıştır, bundan dolayı insanın hareketleri de adalete dayalı olmalı. Bizim seyahatimizin emeli nedir? Bu kavram olmadan tabiatla hiç bir vakit barış yapamayız. En ileri ve teknolojik aygıtlar elimizde olabilir lakin tabiat ile barışı sağlayamayız.”
Kalın, mevcut dünya sisteminin adalet getirmediğini bir dahaleyerek, adalet teriminin kar, zevk dünyası ve yapay hiyerarşilere kurban edildiğini vurguladı.
Adaletin sosyoekonomik bir kavrama indirgendiğine işaret eden Kalın, konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
“Bu dünyada sizin ne olduğunuz adaleti elde etme seviyenizi etkileyecektir. Her şeyin nereye ilişkin olduğu ve nasıl olduğu da budur. Siyasi aktörler, bireyler, sanatkarlar, akademisyenler, niyet insanları, dini ve toplum önderleri olarak adaleti kendi ruhlarımızda, toplumlarımızda kazandıktan daha sonra üniversal insanlık lisanına ulaşabiliriz. bu biçimdece adaleti global ölçekte nasıl kuracağımızı anlayabiliriz.”
– “Önemli olan sizin algınız”
Kalın, insanın nerede olduğunun coğrafya algısını da etkileyeceğinin altını çizerek, “Türkiye’den, Afrika’dan, Somali’den, Malezya’dan, Irak’tan yahut Vietnam’dan olmanız değerli değil. Kıymetli olan sizin algınız. Sizin nerede esaslı olduğunu düşündüğünüzdür. İnsanlığın ürettiği bütün kültürlerin size öğretecek ve gösterecek derin hoşlukları vardır. Yapay hiyerarşilerin karşıtıyız. Dünyanın bir tarafı kültürel olarak daha varlıklı diyemeyiz. bu biçimde bir Avrupa merkezli yahut oryantalist bakış açısına karşıyız.” görüşünü paylaştı.
Sanat için de tek bir ölçü kullanılamayacağını vurgulayan Kalın, şu biçimde konuştu:
“Dünyanın farklı yerlerinde tablolar ya da heykeller olmadığını gördüğünüzde ‘Geri kültürlerdir.’ diyemezsiniz. Afrikalılar, Avrupalıların tablolarına bakarak, ‘Bunlar niye doğayı tekrar ediyor?’ diyebilirler zira Afrika’da tabiatın ortasında yaşamaya devam ediyorlar. Sanatlarında kopyalama muhtaçlığı duymadılar. Mimari yahut müzikle söz ettiler. Yüzlerce yıl ayakta kalacak yapılar yerine yok olacak yapılar inşa etiler. Dünyanın ne kadar süreksiz olduğunu gösteren bir yapıdır bu. Çin’e yahut Latin Amerika’ya gidin, farklı yaratıcılık formları bakılırsaceksiniz.”
Kalın, konuşmasının devamında bölgesel sıkıntılar, ekonomik eşitsizlik, İslamofobi üzere mevzularla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Kalın, “Bu bizim ruhumuzu sıkmamalı, berbat şeyler olağan ki oluyor ancak yola devam etmemiz lazım. Ümitlerimizi canlı tutmamız lazım.” tabirlerini kullandı.
Salondaki iştirakçi gençleri işaret ederek “Gelecek şimdiden burada.” diyen Kalın, şu değerlendirmelerde bulundu:
Savaş hiç bir vakit tahlil getirmez. Kuzeyimizdeki savaş da mevcut dünya sisteminin hastalığını gösteriyor. Bu nizam Soğuk Savaş’ın sonunda ortaya çıktı. hiç bir vakit adalet, eşitlik ve doğruluk getirmedi.”
– “Adaletin olmadığı yerde kaos ve düzensizlik karar sürer”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, savaşta insanların hayatını kaybettiğini ve kentlerin yok olduğunu belirterek, sonunda da ümidin yok olduğunu söylemiş oldu.
Adaletin olmadığı yerde kaos ve düzensizliğin karar süreceğine dikkati çeken Kalın, şunları kaydetti:
“Filistin sıkıntısını ele alacak olursanız, adalet olmadan Kudüs ve Mescid-i Aksa’da sürdürülebilir barış gerçekleşmez. Adalete dayanmayan barış hiç bir vakit pratik ve uygulanabilir olmayacaktır zira ana ögeler eksik olacaktır. Diğer bir çatışmadan bahsedecek olursak Afrika’da, Güney Amerika’da yahut Ukrayna’da adalet olmaksızın sürdürülebilir bir barış olamaz. Her şeyi kendi yerine yerleştirmek için bir anlayış ve şuur olmak zorunda. Biz beşerler olarak bu doğal tertipte nereye aitiz? Bunu hatırlamamız lazım. Adalet de en ulvi tabirlerden birisidir. Adalet, yalnızca toplumsal ve politik bir kavram değildir. Derin metafizik, dini, kozmolojik kökler ve temellere sahiptir. Allah’ın isimlerinden birisi de adildir. Beşerler da adil olmalı. Dünya, adalete bağlı olarak yaratılmıştır, bundan dolayı insanın hareketleri de adalete dayalı olmalı. Bizim seyahatimizin emeli nedir? Bu kavram olmadan tabiatla hiç bir vakit barış yapamayız. En ileri ve teknolojik aygıtlar elimizde olabilir lakin tabiat ile barışı sağlayamayız.”
Kalın, mevcut dünya sisteminin adalet getirmediğini bir dahaleyerek, adalet teriminin kar, zevk dünyası ve yapay hiyerarşilere kurban edildiğini vurguladı.
Adaletin sosyoekonomik bir kavrama indirgendiğine işaret eden Kalın, konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
“Bu dünyada sizin ne olduğunuz adaleti elde etme seviyenizi etkileyecektir. Her şeyin nereye ilişkin olduğu ve nasıl olduğu da budur. Siyasi aktörler, bireyler, sanatkarlar, akademisyenler, niyet insanları, dini ve toplum önderleri olarak adaleti kendi ruhlarımızda, toplumlarımızda kazandıktan daha sonra üniversal insanlık lisanına ulaşabiliriz. bu biçimdece adaleti global ölçekte nasıl kuracağımızı anlayabiliriz.”
– “Önemli olan sizin algınız”
Kalın, insanın nerede olduğunun coğrafya algısını da etkileyeceğinin altını çizerek, “Türkiye’den, Afrika’dan, Somali’den, Malezya’dan, Irak’tan yahut Vietnam’dan olmanız değerli değil. Kıymetli olan sizin algınız. Sizin nerede esaslı olduğunu düşündüğünüzdür. İnsanlığın ürettiği bütün kültürlerin size öğretecek ve gösterecek derin hoşlukları vardır. Yapay hiyerarşilerin karşıtıyız. Dünyanın bir tarafı kültürel olarak daha varlıklı diyemeyiz. bu biçimde bir Avrupa merkezli yahut oryantalist bakış açısına karşıyız.” görüşünü paylaştı.
Sanat için de tek bir ölçü kullanılamayacağını vurgulayan Kalın, şu biçimde konuştu:
“Dünyanın farklı yerlerinde tablolar ya da heykeller olmadığını gördüğünüzde ‘Geri kültürlerdir.’ diyemezsiniz. Afrikalılar, Avrupalıların tablolarına bakarak, ‘Bunlar niye doğayı tekrar ediyor?’ diyebilirler zira Afrika’da tabiatın ortasında yaşamaya devam ediyorlar. Sanatlarında kopyalama muhtaçlığı duymadılar. Mimari yahut müzikle söz ettiler. Yüzlerce yıl ayakta kalacak yapılar yerine yok olacak yapılar inşa etiler. Dünyanın ne kadar süreksiz olduğunu gösteren bir yapıdır bu. Çin’e yahut Latin Amerika’ya gidin, farklı yaratıcılık formları bakılırsaceksiniz.”
Kalın, konuşmasının devamında bölgesel sıkıntılar, ekonomik eşitsizlik, İslamofobi üzere mevzularla ilgili değerlendirmelerde bulundu.