A
admin
Guest
Bozdağ, Ankara Hakimevi’nde Adalet Bakanlığı çalışanıyla bir ortaya geldiği iftar programında yaptığı konuşmada, adaletin yüksek ve aziz bir bedel olduğunu söylemiş oldu.
Adaletin dünyayı ayakta tuttuğunu, adalet dağıtmanın sıkıntı bir misyon olduğunu lisana getiren Bozdağ, adalete hizmet eden herkesi kutladı.
Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın DHKP-C’nin saldırısı kararı şehit olduğunu hatırlatan Bakan Bozdağ, İzmir Adalet Sarayı’na yönelik terör atağında da şehit polis memuru Fethi Sekin’in teröristlere karşı canını ortaya koyduğuna işaret etti. Bekir Bozdağ, şehit Sekin’in epey sayıda canın hayatta kalmasına vesile olduğunu bildirdi.
Bursa’daki infaz müdafaa memurlarını taşıyan servis aracına yönelik terör saldırısına da değinen Adalet Bakanı Bozdağ, “Bugün de sabah saatlerinde Bursa’mızda infaz müdafaa memurlarımızdan Cengiz Yiğit kardeşim terör örgütünün kurduğu alçakça tuzak sonucu maalesef şehit oldu. Şehidimiz Cengiz Yiğit’e Allah’tan rahmet diliyorum. 7 infaz muhafaza memurumuz yaralandı, hastanede ziyaretlerinde bulunduk, hepsinin sıhhati yerinde. Hayati tehlikeleri yok.” bilgisini verdi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük ve kudretli bir devlet olduğunu vurgulayan Bozdağ, terörle Cumhuriyet öncesinde de gayret edildiğini aktardı. Bozdağ, Cumhuriyet devrinde de 40 yıldır bölücü terör örgütü ve bu örgütle iş birliği içerisinde olan terör örgütleriyle faal ve kararlı gayretin sürdürüldüğünü belirtti.
Bakan Bozdağ, şu biçimde devam etti:
Bölücü terör örgütünün, FETÖ’nün ve başka terör örgütlerinin son günlerde cezaevlerinde azap ve makûs muamele olduğuna dair iftiralarını, doğruymuş üzere toplumsal medyadan, kendi yayın organlarından ve parlamento içine kadar uzanan kimi şahıslar vasıtasıyla gündeme taşıdığını belirten Bozdağ, Türkiye’nin ceza infaz sisteminin net, şeffaf ve dünyanın en uygun örneklerinden bir tanesi olduğunu kaydetti.
İnfaz sisteminin memleketler arası ve ulusal kontrole açık olduğunu tabir eden Bozdağ, 2005’te azap hatalarında vakit aşımının kaldırıldığını, bunun da “Kendimize güveniyoruz, bizim ülkemizde azaba, berbat muameleye sıfır tolerans vardır, kim yaparsa yapsın üzerinize gideriz.” manasını taşıdığına dikkati çekti.
Cezaevleri idaresine, cezaevlerinde çalışan infaz müdafaa memurlarına, infaz sistemine güvendiklerine işaret eden Bozdağ, cezaevleriyle ilgili savları araştırmaya hazır olduklarını ve araştırdıklarını anlattı.
– “Türkiye cezaevlerinde azap, makus muamele yoktur”
Bozdağ, cezaevlerine yönelik argümanların tamamına yakınının abartma, çarpıtma ve kurgu olduğunu, bu biçimde bir durumla karşı karşıya kalındığını bildirdi.
Argümanların terör örgütleri, terör örgütlerine müzahir çevreler yahut siyaseten örgütlere takviye verenler tarafınca lisana getirildiğinin görüldüğünü bildiren Bozdağ, şunları kaydetti:
“Altını çizerek söylüyorum, Türkiye cezaevlerinde azap, makus muamele yoktur. Azap ve berbat muameleye sıfır toleransla yaklaşılmaktadır. Bu bahiste gelen hiç bir argüman açıkta bırakılmamıştır. Her tez incelenmiş, değerlendirilmiş ve bunlarla ilgili tahkikatlar yapılmıştır. Hem idari taraftan birebir vakitte isimli istikametten muhtaçlık var ise tahkikatın yapılmasına hiç bir pürüz çıkarılmamıştır. Hepsi sonuna kadar yapılmıştır. Bundan daha sonra da yapılmaktadır. Ulusal kontrol, ülke ortasında, ülke dışı kontrollere bizim cezaevlerimiz sonuna kadar açıktır.”
İftiralarla, çarpıtmayla, palavrayla infaz sisteminin, cezaevi çalışanlarının, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin lekelenmesine asla müsaade vermeyeceklerini belirten Bozdağ, yanlış yapanın da kararlılıkla üzerine gidileceğini söylemiş oldu.
Bekir Bozdağ, hükümlü ve tutukluların devlete emanet olduğunu, infaz müdafaa memurlarının infazı sağlarken hükümlü ve tutukluları koruduğunu, yardım ve dayanak sağladığını lisana getirdi.
“Fedakarca uğraş eden, çabalayan infaz müdafaa memurlarımıza karşı terör örgütü, terör aksiyonu düzenliyor ve ona karşı taarruzda bulunuyor. Bu, vahşetin diğer bir yüzüdür.” değerlendirmesinde bulunan Bozdağ, cezaevi işçisinin, jandarmanın özveriyle vazife yaptığını kelamlarına ekledi.
Adaletin dünyayı ayakta tuttuğunu, adalet dağıtmanın sıkıntı bir misyon olduğunu lisana getiren Bozdağ, adalete hizmet eden herkesi kutladı.
Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın DHKP-C’nin saldırısı kararı şehit olduğunu hatırlatan Bakan Bozdağ, İzmir Adalet Sarayı’na yönelik terör atağında da şehit polis memuru Fethi Sekin’in teröristlere karşı canını ortaya koyduğuna işaret etti. Bekir Bozdağ, şehit Sekin’in epey sayıda canın hayatta kalmasına vesile olduğunu bildirdi.
Bursa’daki infaz müdafaa memurlarını taşıyan servis aracına yönelik terör saldırısına da değinen Adalet Bakanı Bozdağ, “Bugün de sabah saatlerinde Bursa’mızda infaz müdafaa memurlarımızdan Cengiz Yiğit kardeşim terör örgütünün kurduğu alçakça tuzak sonucu maalesef şehit oldu. Şehidimiz Cengiz Yiğit’e Allah’tan rahmet diliyorum. 7 infaz muhafaza memurumuz yaralandı, hastanede ziyaretlerinde bulunduk, hepsinin sıhhati yerinde. Hayati tehlikeleri yok.” bilgisini verdi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük ve kudretli bir devlet olduğunu vurgulayan Bozdağ, terörle Cumhuriyet öncesinde de gayret edildiğini aktardı. Bozdağ, Cumhuriyet devrinde de 40 yıldır bölücü terör örgütü ve bu örgütle iş birliği içerisinde olan terör örgütleriyle faal ve kararlı gayretin sürdürüldüğünü belirtti.
Bakan Bozdağ, şu biçimde devam etti:
Bölücü terör örgütünün, FETÖ’nün ve başka terör örgütlerinin son günlerde cezaevlerinde azap ve makûs muamele olduğuna dair iftiralarını, doğruymuş üzere toplumsal medyadan, kendi yayın organlarından ve parlamento içine kadar uzanan kimi şahıslar vasıtasıyla gündeme taşıdığını belirten Bozdağ, Türkiye’nin ceza infaz sisteminin net, şeffaf ve dünyanın en uygun örneklerinden bir tanesi olduğunu kaydetti.
İnfaz sisteminin memleketler arası ve ulusal kontrole açık olduğunu tabir eden Bozdağ, 2005’te azap hatalarında vakit aşımının kaldırıldığını, bunun da “Kendimize güveniyoruz, bizim ülkemizde azaba, berbat muameleye sıfır tolerans vardır, kim yaparsa yapsın üzerinize gideriz.” manasını taşıdığına dikkati çekti.
Cezaevleri idaresine, cezaevlerinde çalışan infaz müdafaa memurlarına, infaz sistemine güvendiklerine işaret eden Bozdağ, cezaevleriyle ilgili savları araştırmaya hazır olduklarını ve araştırdıklarını anlattı.
– “Türkiye cezaevlerinde azap, makus muamele yoktur”
Bozdağ, cezaevlerine yönelik argümanların tamamına yakınının abartma, çarpıtma ve kurgu olduğunu, bu biçimde bir durumla karşı karşıya kalındığını bildirdi.
Argümanların terör örgütleri, terör örgütlerine müzahir çevreler yahut siyaseten örgütlere takviye verenler tarafınca lisana getirildiğinin görüldüğünü bildiren Bozdağ, şunları kaydetti:
“Altını çizerek söylüyorum, Türkiye cezaevlerinde azap, makus muamele yoktur. Azap ve berbat muameleye sıfır toleransla yaklaşılmaktadır. Bu bahiste gelen hiç bir argüman açıkta bırakılmamıştır. Her tez incelenmiş, değerlendirilmiş ve bunlarla ilgili tahkikatlar yapılmıştır. Hem idari taraftan birebir vakitte isimli istikametten muhtaçlık var ise tahkikatın yapılmasına hiç bir pürüz çıkarılmamıştır. Hepsi sonuna kadar yapılmıştır. Bundan daha sonra da yapılmaktadır. Ulusal kontrol, ülke ortasında, ülke dışı kontrollere bizim cezaevlerimiz sonuna kadar açıktır.”
İftiralarla, çarpıtmayla, palavrayla infaz sisteminin, cezaevi çalışanlarının, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin lekelenmesine asla müsaade vermeyeceklerini belirten Bozdağ, yanlış yapanın da kararlılıkla üzerine gidileceğini söylemiş oldu.
Bekir Bozdağ, hükümlü ve tutukluların devlete emanet olduğunu, infaz müdafaa memurlarının infazı sağlarken hükümlü ve tutukluları koruduğunu, yardım ve dayanak sağladığını lisana getirdi.
“Fedakarca uğraş eden, çabalayan infaz müdafaa memurlarımıza karşı terör örgütü, terör aksiyonu düzenliyor ve ona karşı taarruzda bulunuyor. Bu, vahşetin diğer bir yüzüdür.” değerlendirmesinde bulunan Bozdağ, cezaevi işçisinin, jandarmanın özveriyle vazife yaptığını kelamlarına ekledi.